iş başı
Saat sabahın 4'dü.
Gözlerimi açtım ve kalktım.
Yüzümü yıkamak için;tuvalete girdim buz gibi soğuk olan suyun
yüzüme ve elime temas etmesi zaten yetiyordu.
Ağzımdan çıkan dumanlar zaten havanın soğuk olduğunun en canlı kanıtıydı.
Güray iznini 2 gün daha uzatmıştı.
Yine aynı zamanda bizim izinden gelmiş olmamız;alt devrelerimizin izne çıkacağının
habercisiydi.
Spor kıyafetlerini giyip;ısınma hareketlerini odada yapmaya başladım.
Hayat gerçek anlamda süprizler ve anilikleriyle meşhur bana göre.
Odamdan çıktığımda koridorun ayrı bir ürpertisi vardı.
Koridorda bulunan nöbetçi askerin varlığı olmasa insan yok denilir.
-"Günaydın Ekrem"dedim bu delikanlı çocuğa
-"Sağ olun komutanım"dedi o çocuksu sesiyle.
Astsubay Üstçavuştu Ekrem. Bizim bölüğün elemanıydı.
Personeli;dışarı ile buluşturan kapıyı açınca havanın
ne kadar ciddi olduğunu gördüm.
"Bismillah"diyerek tempolu yürümeye başladım.
Ardından hızlı bir şekilde koşmaya başladım.
Her 5 dk da bir duruyor ve olduğum yerde şınav pozisyonu alıp
30 tane çekiyordum ve tekrar koşmaya başlıyordum.
1 saatlik programdan sonra odaya geçip, sıcak bir duş almak için
hazırlandım.
Duşumu aldıktan sonra o yaşama sevinci ve enerjisi geri geldi!