-
1.
+4Evet bayanlar ve baylar sizlere okul hayatında yapabileceğiniz en adrenalin dolu ve cesaret gerektiren olaylardan biri olan okul tuvaletine mıçma hikayemi anlatıcam. Yıl 2003 ve ben ilk okul 4. sınıftaydım okulum eve uzak olduğu için servisle gidip geliyordum. Fakat o gün güne her zamanki gibi baslamamistim. Evet. cırcır olmuştum ve çok acil bir şekilde mıçmam gerekiyordu. Fakat bu mıçma olayı o zamanlarda çok imkansız bir ritüeldi çünkü o zamanlarda okulda mıcarken yakalanmak sosyal statüden afaroz edilmek demekti. yolda arkadaşlarınızla yürürken tak gördüğünüzde aha yharock sen mi mıçtın ulan demekti. Okulda tuvalete mıçmış çocuk olarak okulda taktan bir şöhrete sahip olmak demekti fakat ben bütün bu riski göze almıştım çünkü arka tarafta hapsolmuş ve özgürlük için yanıp tutuşan bir ordu vardı ve surlar yıkılmak üzereydi. O gün şansıma beden eğitimi dersi vardı fakat benim züt eğitilmesi imkansız vahşi bir kaplan gibi pusu kurmus gördüğü ilk yerde mıçmayı bekliyordu. Fakat bu beden eğitimi dersi ne yazık ki ilk ders değildi. ilk dersin ne oldugunu hatırlamıyorum ama sınıfta ve 40 kişilik kalabalığın içinde tam 45 dk beklemek hayatımdaki en taktan durumlardan biriydi. Arada bir osuruyor ve kim osurdu ulan diyip elimdeki lanetli bayrağı birisine devrediyordum. Böyle böyle ilk dersi atlatmıştım ve beden dersi gelmişti. Herkes üzerini değiştirmiş bahçede sıra olmuş ve hocayı bekliyordu fakat ayakta durmak benim için çok riskli bir durumdu o yüzden ben kenara oturup hasta numarası yapmalıydım. Çok geçmeden hoca geldi ve hastamısın diye sordu bende annesi tecavüze uğramış küçük Emrah moduyla evet abi dedim. O zaman bu ders git kantine otur dedi ve bende kantine gittim oturdum fakat 5dk bana 300 saniye gibi geliyordu. Daha sonra hoca yanıma geldi benimle ilgilenmek için. O zamanlarda tasolar vardı cipslerin içinden çıkan. Okula veba gibi yayılmıştı herkes deli gibi tasolarla açık-kapalı, çıt pıt ve benzeri oyunlar oynardı. Buna karşılık bu oyun hocaların gözünde bir kumar edası yaratmıştı çünkü kaybeden kazanana oyun esnasında oynadığı tasoları verirdi. Hocalarda okulda ava çıkmış yakaladığı bütün öğrencilerin ellerindeki tasoları alırdı. Yanıma gelen hocada beni sevindirmek için topladığı tasoları okulda oynamama sözüne karşılık bana vermişti. Okul çantamın içinde gerçek bir servet yatıyordu fakat sevincim kule duvarlarının çatlaması ile son buldu. Hoca yanımdan gidince Herkesin de derste olduğunu fırsat bilip okulun günahlar kapısına koştum ve içeri girdim. Gördüğüm ilk açık kapıya daldım ve pantolonu indirip hücum borunusunu çalmaya başladım. Hücum borusunun çalmasıyla zütümden özgürlük naraları atan bir ordu son sürat surları yıkıp dışarı çıktı. ilk bölüğün dışarı çıkması beni çok rahatlatmisti fakat içerde daha özgürlüğünü bekleyen niceleri vardı. Mutluluğumun hatsafhada olduğu bir an yanımdaki kabinden bir ses gelmesiyle o suru yeniden dikmem bir oldu. Hayatımın en gergin anlarından birini yaşıyordum ve her an bir eser sahibi olarak fişlenebilirdim fakat o da ne. Yandaki kabinden kısık bir volümde ve kegib kegib hücum borusu çalıyordu. Yani yanımdaki kişide benimle aynı günahı işliyordu fakat ikimizde tuvalette tek olmadığımızı bilmenin gerginliğini yaşıyorduk ve adam akıllı mıçamıyorduk. Temponun yavaslamasıyla tuvalette geçen sürede uzuyordu derken beklenen kabus gerçekleşti. Teneffüs zili çaldı ve ben hala günah işliyordum. Surları çeliklerle güçlendirdim ve bütün sessizliğimle sanki orda hiç yokmuşum gibi davranmaya başladım. Hayvanın biri gelip kapıma tekme atınca "dolu lan" demek zorunda kaldım ve korktuğum başıma gelmemişti. Mıçıyormusun lan sorusu ile yüz yüze gelmemiştim. Gerginlik dolu bi 10dk sonra tekrar zil çaldı ve orduyu yeniden saldım çok hızlı bir şekilde işimi bitirip ellerimi yıkadım ve eserime dönüp seni asla unutmıycam kendine iyi bak dedim ve orayı terk ettim. Aradan yıllar geçince bu okula mıçmış olmanın ağır yükünü kendim kaldıramadım ve burda sizlere yharrock olarak paylaştım.
başlık yok! burası bom boş!