-
1.
+2devam edıyorum beyler. kodumun proje müdürü yenı listeyi geciktirdi yani biraz zamanım var.Tümünü Göster
Caddeye ulaştığımda emın olduğum tek şey önümde ki tatlı rampadan kayarken eğer düşersem insanlar evlerinin pencerelerıne balkonlarına hucum edıp çılgınlar giibi gülecekler ancak çok kral ve artistik hareketler yaparsam kesınlıkle bunun farkında olmayacaklardı. Zaten ınsanlar sıkımde değildi ama sokulası görünmezlık pelerinim yıne omuzlarımı ıslatıyordu, ağlayanı sıkıyorum. insanların kaykayıma uzay mekiği gibi bakması, bazı zütten şöferlerin kornalarına abanması, liseli ergenlerin bi sigara isteyen bakışları, esnafımsıların kesişleri, orda oylece duran nesneler... cadde de herşey yerlı yerındeydı, şükür bugünde aynı sıkıklık damarlarından akmaya devam edıyordu şehrin caddelerinde. kapşonum şapkam deri ceketim siyah kotum, en az bu cadde kadar eskıydık. ben kayarken kurmuşlardı sankı bu sıkık cadde duzenını. köklü gibiydim yani, köklüyordum gaza. tatlı rampamı tatlı rampa yapan bendim, egomu giberim sorun değil ama uzaydan gelmiş olsamda uzaylı değildim, sizden biriyim olom ben diyemedım hıcbırıne. gib gib bakmaya devam ettıler. cadde bittiğinde artık önümde dik bi yokuş vardı, gazım yetmıyordu bu gib yokuşa, bu tırmanışa biçareydim. kaykayımın zütüne ayağımın uyucuyla sektir bakalım hareketımı yaptım ve yerçekımıne karşı havada suzulen kaykayımı mıkrofonu sağ elınden bırakıp sol elıyle tutan sarıgül edasında havada yakaladım. o an dünya evrene göz kırpmış bi an için herşey duruvermişti, mutluydum. muvaffaktım artık. kaykayım elımde dalyaraklığıma dönerek yoluma devam ettım. Yokuş caddenın sağ kenarından yukarı doğru süzülürken çevık adımlarla bi yandanda sol elimle otostop çekmeye başladım. çok geçmeden benım şansına munhasır orıjın karakterımı kapşonumdan çakozlayan bi güzel abim duruverdi. yokuşu beraber çıktık velakın yolun kısalığının farkında oluşumuzdan sanırım çok muhabbet etmedık, meraba şuraya kadar gelsem bana yeter, bende oradan dönecem o zaman bas gaza biladerle 5 dakka surmeden yol bitti. ındığımde yokuşu alt etmiş artık bi düzlükteydım. kaymaya devam ederken etrafımdan uzaklaşıyordum, hızlandıkça hazlanıyordum. metrobuse çok az kalmıştı. kafamda kı dumenler yıne dort koldan saldırıyordu. zira öğrenci akbilimi kaybetmiş velakın öğrencılık kımlığıme ölesıye sarılmış biriydim. her yıl verdiğim açıköğretim harcının karşılığını istiyordum ve alıyordumda. metrobusun sıkık duraklarından birine vardığımda hemen liseli iki kızı gözüme kestirip yanlarına yanaştım.
pardon , öğrenci misiniz ? ben öğrencıyım velakın kartımı kaybettım. ben size ücretini taktım etsem benım yerıme basar mısınız ? zaten aktarma basıcak 1.20. yaklaşımımın kıyaklığıyla onlara hayır diyecek yer bırakmayarak yıllardır kullanıyordum bu taktığı. sonra metrobusteydım. hıkaye burda başlıyor.
yalnız hıkaye dediysem yüzde yüz gercektir. sanmıyorum benı tanıyan biri çıksın ama çıkarsa bilecektir. hayal gücümü yalnızca tasvırler için kullanabilirim beyler anlattığım herşey saf gerçek.
şimdi biraz çalışıp sonra dönecem.
başlık yok! burası bom boş!