+2
Ertesi gün oldu sonunda Ece bu sefer uyandırmamıştı hala bana sinirliydi belli, mutfağa gittim baktığımda yemek hazırlıyordu
+Güzeller güzelim günaydın
-Sanada
+Ne o suratın bi karış
-Hiç,yok birşeyim
+Derdin ne birtanem söylesene biliyim
-Offffff ye yemeğini hadi çok konuşma
Harbi harbi bozulduğu belliydi, takmıyordu bile beni ağzını yediğim trip atıyordu her defasında
+Bugün senle bi kafeye gidelim ne dersin
-Tamam gideriz
+Surat asacaksan gitmeyelim
-Ne surat asması ya, iyiyim işte
Kahvaltımızı yaptıktan hemen sonra kafeye gitmeye başladık ve herşey planlandığı gibiydi kafeden içeri girdik ve özel olan o masaya oturttum onu daha sonrasında lavaboya gidip gelicem diyip arkada hazır olda bekleyen Gökhan, Esin, Oğuzhan, Oğuzhan'ın sevgilisi Rana, Meco ve Emin abi ile konuşmaya başladık, hemen bir kabinde smokini mi giydim ve Ece'nin yanına gittim
-Sansar,sen bu kıyafetle gelmemiştin ki
+Sus ve beni dinle
Arkadan ellerinde maytaplar ve Gül yapraklarıyla garsonlar geldi Ece'nin elinden tutup ayağa kaldırdım şaşkın şaş kın bakakaldı etrafa ve sonunda dizlerimin üzerine çöküp elimde yüzükle teklifi yaptım
'Ece, gönlü kadar gözü güzelim, ipek kadar yumuşak ve mütevazi eşim, çocuklarımın anası olacak kadın, seni çok seviyorum ve ben seni sonsuza kadar istiyorum, BENiMLE EVLENiR MiSiN? '
Gözlerinden birkaç damla yaş aktığını görüyorum, kalbi sıkışıyor hissediyorum çünkü benimde sıkışıyor kalbim ve o sözcükler dudakların dökülmeye başlıyor..