+3
-4
ALLAH'IN YOKLUĞUNA EN TEMEL KANIT
Yazımın başlığında ‘ Allah’ demiş olsam da bu sözcük Yahudiliği ve Hırıstiyanlığı da kapsamaktadır, yalnızca islamiyet’i değil. Madem ki Türkiye’de, ‘ Demokratik açılım’lardan, özgürlüklerden, diktalara karşıtlıktan, insan haklarından söz ediliyor, ben de felsefel olarak bazı açılımlar yapayım.
Allah’ın varlığını kanıtlamak için binlerce kanıt savı olsa da gerçekte hiçbiri Allah’ın varlığını kanıtlayamıyor, kanıtlayamaz da. Şu ünlü, ‘ Herşeyi bir yaratan varsa, dünyayı da bir yaratan vardır.’ sözü, savı, önermesi bile kendi içinde çelişkiye düşmektedir çünkü ‘ Herşeyi bir yaratan varsa, Allah’ı yaratan nedir? ‘ sorusunu görmezlikten, duymazlıktan gelmeye tutsak etmektedir kendi kendisini. Kardeşim, bir soruyu soruyorsan, sonuna kadar soracaksın, keyfinin istediği yere kadar değil; bilimsellik budur.
Oysa, Allah’ın yokluğunu kanıtlamak çok kolaydır ve binlerce sav sunumu, kanıt gerektirmediği gibi tek bir kanıt sunumu yani tek bir soru yeter: ‘ Allah nerede? ‘ işte bu soruya verilen her yanıt, doğrudan doğruya, Allah’ın yokluğunu kanıtlar. Nasıl mı? Şöyle:
islamiyet’e, Yahudiliğe ve Hıristiyanlığa göre Allah yani ‘ Yaratıcı’ göktedir, bu yüzden de bu üç dine ‘ Semavi dinler’ yani ‘ Göksel dinler ‘ denilir yani temellerini, nedenlerini, gerekçelerini, yanıtlarını, çözümlerini gökten alırlar, ‘ Gökteki Yaratıcı’dan alırlar.
‘ Allah nerede? ‘ sorusuna verilecek her yanıt, gerçekte, Allah’ın yokluğunu şöyle kanıtlar: Bu soruya verilmesi gereken doğru yanıt: ‘ Allah göktedir. ‘ olmalıdır; Kuran’a, Tevrat’a ve incil’e göre. Ama inandıkları dini iyi bilmeyenler ile bazı uyanıklar bu soruya şu yanıtları vereceklerdir. ‘ Allah heryerdedir.’, ‘ Allah içimizdedir.’ ‘ Allah, O’nu andığın heryerdedir.’
Ne yanıt verirlerse versinler sonuçta Allah’a bir yer, boyut, mekan, alan, sınır vermiş olacaklardır: Gökteyse, gökle sınırlı bir yere sahip olacaktır. insanın içindeyse, insanın içiyle sınırlı bir yere ve sınıra sahip olacaktır. Heryerde ise heryer ile yani her ‘yer’ yani yerin ve göğün her yeri ile sınırlı bir yere ve sınıra sahip olacaktır. yani hangi yanıt verilirse verilsin, Allah’a bir yer, bir sınır , bir mekan verilmiş olacaktır. Bu da, Allah’ın, ‘ O, sonsuz ve sınırsızdır, yeri, mekanı, boyutu yoktur.’ tanımı ile çelişecektir.
Öyleyse; ‘ Allah nerede? ‘ sorusuna, Allah’ı kanıtlamak için verilmesi gereken tek yanıt: ‘Hiçbir yerde.’ olmalıdır. Ama bu kez de hem Allah’ın, ‘ Allah heryerdedir.’ tanımı ile çelişilecektir hem de ‘ Allah hiçbir yerdedir.’ denildiği için hiçbir yerde olmayacaktır yani var olmayacaktır, var olmamış olacaktır. Yani, ‘Allah heryerdedir.’ dememek için, ‘ Hiçbir yerdedir .’ demek gerekecektir. Yani bir şeyin var olduğunu öne sürerken, sorulacak sorulara da hazırlıklı , önlemli olmak gerekir. Ne doğa, ne tarih, ne felsefe, ne mantık, ne bilim boşlukları bağışlamaz, görmezlikten gelmez, bilmezlikten gelmez çünkü ve aradan bin yıl geçse de sorulması gereken soruları sorar. O soruların sorulmasını istemeyenler de Orta Çağ Avrupası’ndaki gibi Engizisyon diktası kurar; toplumu susturmaya, sorulması gereken o soruları sordurmamaya çalışır. ‘Ben dedim, öyle oldu. Ben inanıyorum ki öyledir.’ lerle olmaz, yürümez bilim ve felsefe. Nasıl ki orduyu eleştiriyorsun, nasıl ki dinsizleri eleştiriyorsun; madem ki milliyetçileri eleştiriyorsun, madem ki komünistleri eleştiriyorsun, madem ki hukuku, yargıyı, yargıtayı, devleti, doktorları, mahkemeleri, avukatları, eğitimi, inönü’yü, Atatürk’ü, Lozan Andlaşması’nı eleştiriyorsun; sen de eleştirileceksin.
Madem ki hükümet demokratik açılımlardan söz ediyor, biz de felsefel açılalım bari bir. Madem ki hükümet düşünce ve ifade özgürlüğünden ve inanç özgürlüğünden söz ediyor; biz de düşüncelerimizi ve inançlarımızı ifade edelim bir. Madem ki hükümet, çağdaşlıktan söz ediyor, sorular sorup çağdaşlaşalım bari biz de. Madem ki hükümet, diktalara karşıtlıktan söz ediyor; sorular sorup inanç diktalarına, diktatörlüklerine karşı savaşalım bari biz de. Olur mu?
Oldu gitti.
Ne demiş Ali: ‘ Söylediğin sözlerin kölesi, söylemediğin sözlerin efendisisin.’ demiş. ‘ Var’ dediysen, kanıtlayacaksın madem. Sen, ‘ Varlığını’ binlerce sav ile kanıtlayamıyorsun ama bek ben tek bir sav ile ‘Yokluğunu’ kanıtlayıverdim.