Yıl 2010 aylardan mart kedilerin bile cilveleştiği dönemler yani sizin anlayacağınız.
Ağaçlar bile yaprak açmaya başlamış günler yavaş yavaş güzelleşmeye başlamıştı.
Lise dönemlerimin en saçma zamanlarıydı. Bizden ayrı yaşayan annemin bana hediye almış olduğu bir hırka var üzerimde.
Elim hırkanın cebinde okula geldim sabahın 8'inde. Ankara'nın ayazını bien bilir.
Havalar ısınmaya başlamışta olsa sabah saatleri insanın yüzünü kurutan bir soğuk var.
10 tane hırkamda olsa başka hırka giymem üzerime nedeni zaten ortada.
O hırka bile ısıtamazken içimi girdim sınıftan içeri. Nasıl oldu hiç bilmiyorum.
Bir anda ısındı içim. Resmen sıcak bastı diyebilirim. Hem nasıl ısınmasın ki ?
Öyle bir gülüşü vardı ki ölüyü diriltecek cinsten. Sarıya yakın saçları. Güldükçe içi parlayan masmavi gözler.
Pürüzsüz buğday rengi bir ten. Soğuktan pespembe olmuş yanakları ile adeta içimi yaktı kavurdu.
Bu onu ilk defa görüşüm değildi. 2. sınıfta gelmişti okula. Yani anlayacağınız beraber 3 yıl aynı okulda okuduk.
Güzel olduğunu hep düşünmüşümdür. Aksini iddaa eden zaten çükünü kessin.
Okulun en güzel kızlarından birisiydi. Ama ne yazık ki okulda ki hiç kimse ilgimi çekmiyordu.
Evimin okula uzak oluşu da buna sebep oluyordu biraz. Mahalleden kızlarla takılır evime zütürür takılır sıkılınca ayrılırdım ben.
Bir kızla en fazla 1 2 ay beraber olmuşumdur ki her ayrıldığım kız tarafından sağlam bir şekilde küfür yemişimdir.
Hiç düşünmedim bu kısır döngünün değişebileceğini. Benim için hiç birinin birbirinden farkı olmadı.
Kimisinin göğüsleri büyük. Kimisi iyi sevişiyordu duygusal olarak hiç bir farkları yoktu yani.
Aşk nedir bilmeyen bir insandım kimseye o duyguyu hissetmemiştim.
Ama o gün işte hayatıma o büyük farkı ve değişimi getiren kızın sıcaklığını bir anda yanımda hatta içimde dahi hissettim.

Edit : Okuyan arkadaşlara teşekkürler. 1 hafta içerisinde yine bir gece yarısı aksiyon dolu bir hikaye paylaşacağım takipte kalın.