/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +6
    Okulun olmadığı günler sabah saat 8:00 civarı kahvaltı hazırdır. Kahvaltıyı ailecek yaptıktan sonra o heyecanla hemen tv'nin başına geçer tsubasanın başlaması beklerdik. Tsubasayı izleyip bende bunları yapabilirim, çalım atmak, gol atmak istiyorum coşkusuyla mahalleye fırlar herkesi tek tek evinden çağırırdık. Eğer kalabalıksak başka mahallenin bir elemanıyla görüşür öğlen için veya ertesi gün için maç ayarlardık. Bilirsiniz bu maçların önemi şampiyonlar ligi finali kıvamında olduğu için ciddi değer taşırdı. Antremanlar ve hazırlıklar yapıldıktan sonra maç saati beklenir üstüne birde almanyadan veya yurt dışından gelen arkadaşınız varsa sanki messiyi transfer etmişsiniz gibi bir coşku olurdu. Çünkü; onda hem teknik, hem hız, hem yetenek vardı. Birde çevreden o maçı izlemeye gelen abiler veya çocuklar varsa o maç artık tadından yenmez bir durum ve adeta bir güç savaşı halini alırdı. O heyecanı şuan en kral maç bile veremez. Sadece bununla da kalmaz, o mahallede mutlaka yaşlı bir amca veya yaşlı bir teyze vardır. Hiç usanmadan sizi azarlar veya her an kafanızdan aşağıya su dökülebilir.

    Futbol oynanmadığı günlerde taso, misket, veya oyuncu kartları ile oynanırdı. Aslında genelde oynayamazdık çünkü mahalledeki bizden büyük abiler gelip gasp eder, alırlardı. Almakla kalmayıp birde bizi döverlerdi. O kadar uğraşıp topladığınız tasolarınız veya kartlarınız gasp edildikten sonra sesiniz çıkmadığı için evlat acısı gibi koyardı. Dost satmak adam satmak nedir bilmezdik. Arkadaşlarımıza sıkı sıkı bağlıydık, belki şimdiki gibi starbukcs'da kahve içmezdik, belki 10 Liraya döner yemezdik ama varsa ekmeğimiz bölüşür varsa 1 Liramız iki kola alır keyfimize bakardık. Karı, kız yoktu kardeşlik vardı. Şimdiki gibi adidas ayakkabılara 500 lira veremezdik, belki 3-4 çeşit ayakkabımız yoktu ama o 20 liraya alınan halısaha ayakkabının verdiği mutluluğu hiç biri veremezdi. Güzel günlerdi ama bitti.

    Eğer hiç birini yapamazsak ajanlık peşinde koşardık. Sitelerin veya büyük apartmanların zillerine basar kaçardık. işin asıl ekşınlık tarafı o sitede kapıcı veya güvenlik varsa sizi kovalardı. Biz yine uslanmayıp zillere basmaya devam eder o da yetmez milletin cdıbını kırardık. En azından masumduk zarar veriyorduk belki ama kimsenin canını yakmak istemiyorduk. Şimdiki gibi silah, bıçak, gasp tecavüz gibi şeyler aklımızın ucundan geçmezdi. En fazla su tabancamızla karşı mahalleyle su savaşı yapar oda bitince beraber kolamızı içerdik. Yaşadığımız aşklar bile şimdikilerin yaşadığı aşklardan daha masum ve daha içtendi. Bir şey söylerken utanırdık yanından geçemez hatta dokunamazdık bile. Ama yüreğimizden severdik ona dokunana sesimizi yükseltir başkasına hep sessiz kalırdık. Belki suçumuzu düşünemezdik belki çocuk aklıyla mutlu olurduk ama bir şey olduğunda da o kişilere ilk biz yardım ederdik.
    Şimdi bakıyorum da neyse siz biliyorsunuz.
    ···
   tümünü göster