+39
Duyduğum son ses babamın Oğlum yapma! serzenişi oldu.
Yine kasvetli ve kalabalık bi hastahane günü..
Aradaki tek fark bu sefer kafamın değil kollarımın sarılı oluşuydu. Nasıl gelmiştim buraya ?
Kapı eşiğinde üç kişi konuşuyordu, sanırım biri babam biri doktor ve..
Mert mi lan o ?
-Dediğim gibi kollarındaki kegibler çok derin,bu sebeple ameliyata almak zorunda kaldık. Biraz ağrısı olur, kalıcı bir şey yok. Endişelenmeyin ama Taha 3 gün gözetim altında tutulacak.
+Neden doktor bey ?
-Çocuğunuz eyleme vuruk davranış gerçekleştirmiş, yani sizin anlattığınıza göre.
+Bu ne demek doktor söylesene !
-Yani çocuğunuz bilinç dışı olarak kendine zarar vermiş.Önceden ağır bir kaza geçirdiğini söylemiştiniz değil mi ? Getirmiş olduğunuz kaza sonrası çekilen beyin filmlerinde uzmanlık alanım değil fakat pgibolojik bir rahatsızlığa sahip olduğu apaçık görülüyor. Kaza sonucu bir travmanın etkisi olabilir. Anlattığınız üzere onu bulduğunuzda kendisinde değildi ve kendisine zarar veriyordu. Halüsinasyon görüyor olabilir fakat bu konuda yorum yapmak çok zor.Bu anlattıklarım işin teknik kısmı, prosedürüne gelince ağır intihara teşebbüs edip hastahaneye getirilen bireylerin 2 ila 5 gün arası gözetim altında tutulması gerekiyor.
Ağlama sesleri duyuyordum..
Mert birden lafa girdi:
-Tahanın hafıza kaybına uğradığını ilk öğrendiğim zaman aslında pek üzülmemiştim. Hepimiz yaşananları unutur diye düşünmüştük. Düşüncemiz doğru çıktı ama bu olaylar canımı çok sıkıyor..
Ne oldu bana ?
Hayal meyal hatırlıyordum. Odamdaydım ve rüyamda geçen gün parkta tanıştığım kızı görmüştüm. Sonra bıçakla bileğimi.. Rüya değil miydi bunlar ?
Ahh, harbiden başım çatlıyordu. Mertin dediklerini düşünemiyordum, düşünmek dahi istemiyordum. Insanların benim hakkımda sarfettiği lafları duymak istemiyordum.
Tek isteğim biraz uyumaktı..