+97
-2
Daha sonra başka birşey daha farkettim. Güneş saatlerdir yerinden kımıldamamıştı. Hala sabahtı ama saatim 17.00 gösteriyordu. Ben ne halta düştüm diye düşünüyordum. Kimse yoktu. Biri çıkabilir diye günlerce hatta aylarca yürüdüm. Uykum dahi gelmiyordu. Yorulmuyordum. Sadece normal biçimde acıkıyordum ve açlığımı gidermek için dükkanlara giriyor ve yemek yiyordum. Yemekler restorantlarda hep sıcaktı soğumuyordu. Bozulmuyordu.
Yanıma yeteri kadar yiyecek aldıktan sonra geriye kalan tek şey arabaydı. Zaten 2 ay boyunca neden mal gibi yürümüştüm ki. Arabalar dururken. Aslında geri gelebilirler diye korkuyordum. Geri geldiklerinde arabalarında beni yakalarlarsa direk hapse girerdim. Dedim "Ne olacak daha gelmezler herhalde" diye düşünüp zenginlerin olduğu semte gittim. Gözüme markasını daha önce görmediğim ama araba aşırı şekil duruyordu. Hemen bir 3 katlı villanın önüne park etmişlerdi. Villaya girip arabanın anahtarını alacaktım. (Sizce ben düz kontak yapar mıyım öyle şekil bir arabaya :D).
Villanın kapısının önünde köpek kulübesi vardı. Hayvanlar da yokolmuştu biliyordum aylarca yürürken hayvan da görmemiştim ama burada da görmeyince ayrı garipsedim. Dedim "Ne halta düştüm ben çıldıracağım." Villanın kapısından girdim. Ama korkuyordum. Yani ilk kez bir villaya giriyordum. Hatta soyuyordum. (Yalnızca arabanın anahtarını alacaktım.) Daha sonra içeri girdim bir de ne göreyim. Hayatımda böyle bir ev görmemiştim. Avize neredeyse altındandı. Gümüş bardak altları, altın renginde sehbalar (gerçek altın da olabilir) evin odalarını saydım Ev tam 8+2 di. Bu ne lan dedim. Biz de daha ekmek alacaz diye para kenara koyalım. Neyse arabanın anahtarını alacağım odaların birinde karşımda kasa belirdi. Vay babanın düşmanlarını oda en az 80 metrekare vardır. Adam odayı kasa olarak kullanıyor. Belki oradadır diye (içinde ne var merak ediyordum) birkaç kombinasyon denedim ve alarm çalmaya başladı.
Edit:Beyler ben sinemaya gideceğim akşama kadar dışardayım akşam devam ederim.