Bu şiiri okuduktan sonra gözlerinin dolduğunu gördüm. Sonra yüzünü kendime çevirdim. Önce kızarmış yanaklarını sonra o şirin burnunu öptüm. Sarıldım tekrar. Sonra kulağına;
-eğer seni o camdan görmeseydim, o gün benimle çay içmeyi kabul etmeseydin, benim sınıfıma gelmeseydin, beni görmezden gelseydin emin ol ben burda olmazdım. Belki hayatta bile olmazdım.

Öylece bi kaç dakika daha sarıldık.
-hadi sen içeri geç ben senin sevdiğin şekilde kahve yapim dedi gülümsiyerek.
-peki hanım dedim öptüm bi kere daha.

Akşam oldu falan. Hanife teyze biraz kendine gelmişti. Hepimiz oturmuş muhabbet ediyoduk. Sonra aklıma tavla geldi hemen aldım furkan amcanın yanına geldim. Oynamaya başladık. 1-2-3-4... derken adam tavlayı elime verdi. Resmen adam tavla tanrısıydı. Bu nasıl bi yetenekti ? Neden böyle yenilmiştim? Bu yumurtalardan hangisi büyüktü? Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrenmişti?

Aklımda deli sorular.