/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +1
    Part 31

    Günler durduraksızın geçiyor. Bir monoton, bir aksiyonlu. Dengesiz mi dengesiz. insanı mide kanseri eder. Bir gün efsane mutlu bir gün aşırı mutsuz. Bütüm bu dertleri ben yaşarken aslında neler neler olmuş etrafımda. Nerdeyse farkında bile değilim. ismail Handeden Almanyaya gidicem diyerek ayrılmış. Sonra gitmemiş. Hatta bir gün sedirli kafede ismail ve Serdarla dertleşirken ismail bize ‘seviyom lan sizi…’ dedi. Ben tereddütsüz yapıştırdım cevabı: ‘Sen Handeyide seviyodun be kardeşim…’ ismail buna çok içerlendi ama Handeyi üzmesi beni sinirlendirmişti açıkçası.

    Tüm bu olaylar yaşanırken Serdarla Tuğbanında arası hafiften açılmaya başlamıştı. Serdar bunu çok fazla dile getirmiyor olsa da belliydi.

    Artık okulda çekirdek kadrolar oluşmuştu. Bizim çekirdek kadromuz da Sarı Fırat, ben, Serdar, ismaildik. Genellikle hafta sonları beraber sahilde toplanıp nargile sefası yapardık. Kızlarla aramın epeyce açılmaya başladığı zamanlardı. Elim kolum bağlıydı. O çok sevdiğim dostlarımla bir araya gelememenin üzüntüsünü yaşasamda hayat bir şekilde geçiyordu…

    ilişkiler zedelenmeye başlamıştı… O dönemde Serdar Tuğbadan neredeyse ayrıldı… Çok dertleştik çok konuştuk… Gitmedi yapamadı. Büyük aşk bitmişti. Ya da belkide bu sadece bir molaydı. Bilemezdik hiç birimiz. Serdar:

    ‘Çıkmadı onun gibisi çıkmayacakta. Ama yapamıyorum. Nedenini bilemiyorum…’

    Serdar çapkın bir çocuktu. Yaptığı birkaç kaçamağı Tuğbaya itiraf etmesine rağmen ilişkileri devam etmişti. Fakat Serdar genede sürdüremedi daha fazla ve ayrıldı. Fakat ne olursa olsun okulda gözü hep Tuğbanın üzerindeydi. Sarı ise daha farklıydı. Bizim neşemizdi. Jokerimizdi. iğrenç esprileriyle hepimizi kahkahalara boğmayı başarıyordu gene.

    Tüm bu zaman gelip geçiciydi ve belkide herşey çok güzel olacaktı. Bilemezdik… Tek bildiğim artık yeni bir dönem başlıyordu…

    Aralık ortalarında Serdarla gene buz gibi bir havanın olduğu bir gün sedirli kafede buluştuk. Nargile söyledik. Uzun süredir Serdarın benden birşeyler sakladığını düşünüyordum. Fakat ısrarcı olmuyordum. Benim kardeşim elbet bana anlatırdı çünkü her ne olduysa. Uzun uzun konuştuk. Tuğbayla olan bütün olayları anlattı. Böyle olması gerekiyordu ve oldu bitti… Muhabbetin sonunda vardığımız nokta buydu. Maalesef…

    Uzun uzun muhabbet ettikten sonra bana döndü, belliki söylemek için uzun zamandır düşündüğü birşeyi şimdi söyleyecekti. Ben durdum, heyecanla bekledim:

    ‘Söyle artık kardeşim. Uzun zamandır söylemiyorsun. Hadi artık söyle…’

    ‘Fırat, sen benim can kardeşimsin, canım kardeşimsin. Senin üzülmen benim üzülmem demek.’

    ‘Serdar, kanka. Bak hadi nolur yeterince zaten gerginim söyle bana ne oldu?’

    ‘Fırat uzun zamandır Nilgün yüzünden ciğerin yanıyor. Stresler yaşıyorsun vicdan azabı çekiyorsun…’

    ‘Evet, doğru, devam et hadi…’

    ‘Çekme kardeşim. Çekme. Ben bir şey biliyorum ama söz ver bana artık üzülmeyeceksin…’

    ‘Lan söz söyle dıbına koyim çatlayacağım!’

    inanın çatlamak üzereydim. Bir yandan heyecan bir yandan stres midemi bulandırmıştı artık. Serdar konuşmasına devam etti:

    ‘Geçtiğimiz yaz tatilinde, Sema bizim Oğuzun numarasını bulup mesaj atmış. Muhabbete girmiş. Bunlar biraz konuşmuşlar…’

    ‘Ne diyosun lan sen? Bizim oğuz mu? Şu bizim Oğuz he?’

    ‘Evet. Sema bunu bu senenin başındayken Tuğbaya söylemiş benim doğum günümden önce. Hani bana sürpriz yaptığınız gün.’

    ‘Eeee başka ne demiş neymiş muhabbet?’

    ‘Ya işte ben çok kötü bir şey yaptım diyerek paylaşmış Tuğbayla. Tuğbada bana o zaman söylemişti hemen. Hatta ben sizde kaldığım gece sabaha kadar konuşmuştuk sonra hamağa geçmiştik ya hani…’

    ‘Eeee evet nolmuş o gece?’

    ‘Heh işte o gece bunu sana söyledim aslında ama sen duymadın. Uyuya kalmıştn. Sarı araba diyerek uyanmıştın hatta ben sana seslenince. Ama sen anlattıklarımı duymadın tabi. Bende tekrar anlatmadım bu bi işaret diye düşündüm…’

    ‘Ah be kardeşim… Keşke o gün tekrar anlatsaydın…’

    ‘Ya her neyse işte kanka durum bu. Bunu bil yani. Oğuza yazmış mesaj atmış konuşmuşlar. Ayrıntısını bilmiyorum.’

    Tüm bunları duyunca artık ben dayanamadım. Sedirli kafeden çıkıp sahile indim. Zaten mekan sahile 25 metre. Deniz kenarında durdum. Çok uzun süre boyunca boşluğa karşı bağırdığımı hatırlıyorum… Burak meselesine şimdi birde Oğuz meselesi eklenmişti… Boynumda bana doğum günümde aldığı atkı vardı… Hızlı bir şekilde çıkardım boynumdan. Dürüp büktüm. Boğazın serin sularına fırlattım…

    Serdar arkamdan geldi. Omzumdan tutarak:

    ‘Hadi artık gidelim…’

    ‘Ne gitmesi? Oğuz buraya gelicek konuşucaz. Neymiş mesele öğrenicez!’

    Serdar tereddütsüz tamam dedi. Aradık Oğuzu. Artık gelmesini bekliyorduk. Meseleyi soracaktık. Aslında bu mevzunun üstüne gitmek istemiyordum. Fakat bu sefer Burak olayındaki gibi yapmayacaktım. Oğuz geldikten sonra oturduk konuştuk. Herşeyi anlatmadı. Şüphelerim gitmemişti. Sadece Semayı tanımadığını o zaman benle olduğunu bilmediği için konuştuğunu sonra okulda görünce ve bizle tanışınca durumu anladığını söyledi. Yani Semanın yazdığı doğruymuş en azından bunu anlamıştık….

    Oğuzuda Serdarıda gönderdim yanımdan. Yalnız kalmak istiyordum. Bir müddet kayalıklarda oturdum. Düşündüm. Tek istediğim artık bu işin bitmesiydi. Ayrılmaktı… Fakat nasıl dayanırdım? Okulda her gün görüp yanına gitmemeye nasıl dayanırdım?

    O gece eve dönerken aradım Semayı. Tüm mevzuları bildiğimi söyledim. Bana gene ekgib anlatıyorlardı biliyordum. Fakat buna rağmen kabullenmişti hatasını. Daha fazlası vardı eminim ama bilmiyordum… Artık güvenim kalmamıştı Semaya karşı. Tüm gece telefonda ağladı… Yanlış yaptığını söyledi. Özür diledi…

    Dayanamadım beyler… Dayanamadım… TAMAM dedim. SEN ÜZÜLME dedim… Nerden bilebilirdimki gene herşeyin aynısı gibi gideceğini? Gene kafamı duvarlara vuracağımı? Nerden bilebilirdimki?

    Gece dua ettim. Sadece ve sadece mutlu olabilmek için. isteyipte vazgeçemediğim her ne varsa kalbimden geçip gitmesi için… Kendim için yaşayabilmek için…
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster