Beyler yazıya başlamadan belirteyim kesinlikle kitaptan alıntıdır dıbına koyim çalıntı diye dolaşmayın sonra. Neyse başlıyorum

Dayıcım sen yanındaki iki kız arkadaşınla starbuckslara gidip Caffe Mocha söyledin diye şekil olmuyorsun. Herhangi bir ortama girip güneş gözlüğü ile girip de sanki Ferrari ile girmiş kadar kasılan hanımefendi, sizinle de aynı kafeleri paylaşıyoruz.

Yapmayın lütfen.

Kulağına kulaklık takarak yolun ortasında bağıra bağıra kulaklıkta çalan şarkıya eşlik eden arkadaşım, ortalığa çok hoş bir görüntü verdiğiniz söylenemez.
Otobüslerde uyuma numarası yaparak ya da kitap okuma bahanesi ile yaşlı amcalara-teyzelere yer vermeyen insanlar, çok mu mutlusunuz?

Çok mu mutlu oluyorsun Iphone'unu gösterince insanlara? Hoşuna mı gidiyor üstü açık arabanla gezerken el arabası ile çöp toplayan çocuğun üstüne su fışkırtmak?

Peki ya dansözlere 100 er lira takıp kendi fabrikanda senin için çalışan işçilerine aylıklarını geç verip onlara yokluk göstermek?

Mutlu musunuz sahiden? Şu üstünüze başınıza aldığınız tertemiz elbiselerin altında, kipkirli ve paranın şeffaflığı ile çürümüş bedenlerinizin altında ezilmekten?

Yolda ekmek parası için mendil satan kardeşimin gözlerinin içine bakıp, 'Ben mendili napıcağım ya?' demeniz hiç şaşırtmadı beni.

Az ilerdeki tartıcı çocuğa gidip lütfen tartılır mısınız?
Parasını ben vereceğim.

Helal olsun be sana Erkan reyiz ne güzel anlatmışsın...