+1
Yaşadığım yüzyıldan iğreniyorum ,dur hemen yargılama bi oku, neden mi?
ÇÜNKÜ:
Her taraf, alışveriş merkezlerine , vitrinlere, lunaparklara dönüşüyor.
Hemen herkes kendi evreninin şöhretli, merak uyandıran, arzulanan star’ı!
Yoga, reiki, pilates, meditasyon, estetik cerrahi, liposuction, yüz gerdirme, jogging, nefes alma, detoks; sahte- spiritüellikle, bakım onarım, sağaltım çalışmaları kartopulanarak insanları altına alıyor.
iç yok, ruh yok, mevzu yok;” içerik” var: Altyazı.
insanlar, her sabah evlerinden, yalnızca fotoğraf ve altyazılardan oluşan dergiler gibi çıkıyorlar.
Herkes hayatını, abone sayısını arttırmaya adamış vaziyette.
incir çekirdeğini doldurmayacak uğraşlar, çok büyük reklam kampanyalarıyla pazarlanıyorlar.
Kadınlar dudaklarını şişirip 40 dakikada boyamaya, erkekler baklava karınlar yapmaya güdülüyorlar.
”Kendini keşfetmek” diye bir safsata pazarlanıyor.
insanlar hiç kendini bu denli sıradanlıkta, yüzeysellikte, ortalamada yitirmemişti oysa.
Avamlık, büyük bir trend. Sığlık da öyle.
Entellektüel ve felsefi derinlik, büyük bir kusur , sizi yalnızlığa mahkum edecek ”kabahatler” halini aldı.
Sosyal medyanın yükselişi; basit olanın, dayatılanın, genelgeçerin kutsanması aynı zamanda.
Sosyal medyada geçirilen sonsuz zamanlar, artı sokaklarda, kalabalıklar arasında selfie çekimleriyle dolu zamanlar, Narsisist Zamanlar’ın habercisi.
Üç Büyük Günah: Yaşlılık, yalnızlık ve çirkinlik şimdi.
Uzun yaşama arttıkça, gençliğe karşı duyulan iştah da artıyor.
Yaşlılık bastırılıyor, saklanıyor, kamufle ediliyor.
Artık insanlar 65 yaşında cinsiyet değiştirme ameliyatlarına girebiliyorlar.
120-130 yıl yaşamayı hedefledikleri için, henüz hayatlarının ortasındalar.
Güzelliğe taptıkça, tektipleşiyorlar.
Yakında tüm iranlı kadınların burunları birörnek, tüm Koreli kadınların gözleri aynı boylarda olacak.
Instagram’da herkesin gülümsemesi, şişirilmiş dudakları birbirini andırıyor.
Yüzler gerdirildikçe, akıl fikir öteleniyor.
insanlar yalnızlıktan korktukça yalnızlaşıyorlar.
Kendilerini teşhir etme arzuları katlandıkça, teşhir edilecek hiçbir özellikleri kalmıyor.
Tüm hayatlar, şehre ve görüntülere para yetiştirmekle tüketiliyor.
Yokuş aşağı giden bir bireysellik boşalması.
Birey olma ihtimalini sabote etmiş bireyin çırpınışları : bakın bana, bana bakın, karnım dümdüz; n’olur bakın!
Farklı olmak hiç bu denli imkansızlaşmamıştı
Ayna ayna ! Söyle bana; benden sıradanı var mı?”
”için rahat olsun Kralım/ Kraliçem; seri imalatın tamm istediği formdasın.”
”Oh, yaşasın!”