/i/Tespit

  1. 26.
    +36 -1
    Anaokulunda Duran Zaman

    20 dakika kadar ilerledikten sonra ikinci kontrol noktasına ulaşıyoruz. Bu sefer araçtan inmemize gerek kalmadan belgelerimiz bir kez daha kontrol ediliyor. Ahşap bariyer bir kez daha kalkıp iniyor. ikinci kontrol noktasından sonraki topraklar “ölüm bölgesi” olarak adlandırılıyor. Çernobil Nükleer Santrali’ne uzaklığımız artık 10 kilometrenin de altında. Biraz ilerledikten sonra yolun sağ tarafındaki yıkık bir binanın önünde duruyoruz. “Burası bir köy” diyor Nikolay. Ama ortada yerleşim olduğuna dair hiçbir belirti yok. Meğerse faciadan sonra Kopaçi adlı bu köy boşaltılmış ve çoğunluğu ahşap olan evlerin tamamı ileride yangına sebebiyet vermemeleri için yıkılarak toprağın metrelerce altına gömülmüş. Sadece bir bina ibret olsun diye bırakılmış; anaokulu binası. Binaya girerken Nikolay uyarıyor: “Hiçbir şeye dokunmayın!” Dershane sıraları, ranzalar, nemden sayfaları kabarmış çocuk kitapları, plastik oyuncaklar… Zaman 26 Nisan 1986’da donup kalmış adeta. Binanın dışarısında bir ağacın önünde yere doğru eğiliyoruz. Karı eşeleyip Geiger sayacını toprağa yaklaştırıyoruz. 0,40, 0,42, 0,48, gösterge gitgide yükseliyor ve 0,54’te duruyor. Bulunduğumuz yerde, şehirdekinin 3-4 misli fazla radyasyon bulunuyor. Radyoaktif partiküller gökyüzünden rüzgarla birlikte toprağa çöktüğü için bir yer “temiz” iken birkaç metre ötesi radyasyonlu olabiliyor. Tıpkı bir satranç tahtası gibi, siyah ve beyaz bölgeler bulunuyor. “Bu turu yüzlerce defa yaptım, artık nerede fazla radyasyon olduğunu iyi biliyorum” diyor Nikolay gururla.

    Yeniden aracımıza biniyoruz ve biraz daha ilerliyoruz. Nükleer reaktörlerin soğutmasında kullanılan Pripyat Nehri’nden geçiyoruz. Nehrin kenarında 5 ve 6 numaralı reaktörler beliriyor. Çernobil faciası yaşandığında yapımı devam etmekte olan bu iki reaktör, o günden beri yarı-inşaat halinde duruyor. Rehberimiz nehirde kocaman yayın balıklarının yaşadığını anlatıyor. Balıkların mutasyon geçirdiği ve yaratığa dönüştükleri ise bir şehir efsanesi. Balıklar, bol beslenebildikleri ve besin zincirinin en üstünde oldukları için son derece besili. Nehrin diğer yakasında az ilerideyse diğer dört reaktör görünüyor. Reaktörlere yaklaştıkça sadece topraktaki değil, soluduğumuz havadaki radyasyon miktarı da normalin 3-4 katına ulaşıyor. Ancak miktardan öte maruz kalınan süre önemli olduğu için 2-3 saatlik bir Çernobil ziyaretinin insan sağlığını tehdit edici boyutları bulunmuyor. Uzmanlar, Çernobil’e günübirlik giden bir kişiyle Avrupa’dan Amerika’ya uçan bir yolcunun aldığı radyasyon miktarının eşit olduğunu belirtiyorlar.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster