-
26.
+2Eğitimim biraz zor geçse de bitirdim.. Master progrdıbınına kabul edilmem ise çok şaşırtıcı olmuştu çünkü sınıfın çalışkan bir öğrencisi değil, sürekli kendimce sivri sorular soran, son yılını ise duvarına "Baban için bitireceksin" yazmaktan başka motivasyonu olmayan bir öğrenciydim.. Master biterse eğer hoca olabilecektim.. Öyle böyle onu da bitirdim..Tümünü Göster
Bilir misiniz?
insan bazen hiç ummadığı yollara giriyor.. Hayal dahi edemediği, aklının ucundan geçmeyecek işler hayatı oluveriyor.. 20 yıl önce o küçük çocuğa sorsalar köyde bisküvi yerken şu an yaşayacaklarını.. Hayal edebiliyor musunuz?
Ya da insanoğlu kendine bir sormalı, neydim ben ve şu an neredeyim.. Geçmişin izlerini bir düşünür müsünüz? Aslında yaşlandıkça yüzünüze yansıyan çizgilerde değil keramet.. Her geçen anınızın beyninizdeki birikiminde olmalı aslında.. Her yaşanmışlık ve geleceğinizi bilmemeniz birer çizgi aslında, her anınız bir yaş halkası ruhunuzda.. Sokaktaki kıza gülümsemeniz, okulda öğretmeninizden fiske yemeniz, ailenizi toprağa gömmeniz.. Hepsi birer yaş halkası..
Kafamda şimdi yapacağım bir şey vardı ve bunun için hayatıma yeniden bir kaç ay ara vermem gerekiyordu..
Eşyalarımı topladım ve Türkiyeye uçtum. Artık hatrı sayılır biraz param vardı cebimde. Bu bile bir değerdir mesela.. Sizin için didinen insanların kendi kendinize yetebildiğinizde hissedecekleri mutluluk bazen sizin onlara verebileceğiniz en iyi mutluluk olabilirdi.. Bu sefer yolculuğum için kimse başkasından borç almıyordu bir düşünün..
Uçaktan iner inmez direkt olarak memleketime doğru yola çıktım. Şehir merkezinde inip bir bigiblet kiraladım ve yirmi kilometrelik yolu köyümüzden geçen çay paralelince geçmeye başladım.. Bir ara yarı yolda durdum.. Çıkardım üzerimde ne varsa, buz gibi akan suya zıpladım..
Kulaç attıkça çayın içerisinde birlikte kulaç attığımız arkadaşlarımın hayallerini selamladım.. Sırt üstü hareketsiz suyun üstünde uzanırken kulaklarıma dolan suda yüzerken bağıran gülen çocukluk arkadaşlarımı dinledim.. Bu şekilde onların yanında da durur, onlar çığlık çığlığa çırpınırken ben gökyüzünü izlerdim..
yola devam ettim.. 1 buçuk saat sonra köyümüze ulaşmıştım.. Bigibletten inip elimle tutup yürüyerek ilerlemeye devam ettim ki ben buna bigiblet yürütmek derdim..
Köye doğru ilerlerken tarlamızın yanından geçiyordum ve aniden bigibleti bıraktım. Tarlanın ortasınai armut ağacımıza doğru koşmaya başladım..
"Koşma Aslanım, düşeceksin" derdi babam, ağlayarak koşuyordum.
başlık yok! burası bom boş!