/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +1
    Part 29

    Bir parça paylaşarak başlayalım:
    https://www.youtube.com/watch?v=j1vNdcbUDho

    ….O gün eve gittiğimde nerdeyse sabaha kadar uyumadım. Bir taraftan ‘bir kız tavlama’ başarmış olmanın verdiği haz vardı üzerimde. Bir taraftanda ‘bir kız aldatmış’ olmanın verdiği rahatsızlık. Uzaktan bakıldığı zaman, bir dizi bir film gibi düşündüğümüzde çok normal gibi görünen bu küçük macera benim yağlı ilmiğim olacaktı belkide. Nerden bilebilirdim bunu?

    içimi kemiren vicdanım bir yandan kendini rahatlatmaya çalışıyordu. ‘Ama’ ile başlayan bir sürü cümle kurduruyordu bana. Tatmin ettiğim 'egom' ise beni bu durumun üzerine daha fazla gitmeye itiyordu. Bir yanda aşkım bir yanda bana aşık bir kız ve bir yanda karakterim…

    Yalan söylememeye yemin etmiş karakterim bu konuda yalan söylemeye ya da ‘yaaaeee sadece fiziksel bişeydi yeeaa’ demeye nasıl izin verecekti? Zira ben vicdanı zirve yapmış bir insandım. Milyon kere hata yapılsın bir özürde affeden, bir hata yapayım milyon kere üzülüp özür dileyen bir yapım vardı. Üzülmek pek önemli değildi fakat üzmek benim için kabul edilemez bir şeydi. Hayatımın merkezine kendimi koymamış olmamın bir sonucu olarak karşıma çıksa da bu durum, birazda vicdanımın sebep olduğu bir durumdu.

    Tüm gece bunları düşündüm. Uyuyamadım. Terasımda defalarca sigara yaktım. Ertesi gün okula gittiğimde Semayı beklemeden çıktım. Yüzüne bakamazdım çünkü… Oysa haberi yoktu olanlardan. Söylemezdim olur biterdi. Ah vicdanım… Nasıl yaşayacaktım böyle….

    Okuldan çıktığımda hemen eve gittim. Akşam olduğunda Nilgünün tiyatro provasının çıkışına gitmeye karar verdim. Akşamı zor ettim hazırlanıp çıktım. Bu arada Semayla etkinlik günü en son kavga edişimizden sonra hiç konuşmamıştım...

    Salona vardığımda Nilgün beni gördüğüne çok şaşırmıştı.Çıkışta beraber gene sahilde doğru yürümeye başladık.

    Bir an duraksadı:

    ‘Sen gelir miydin benim peşimden hiç?’ dedi sırıtarak.

    işve cilve yapıyordu fakat ben yaşananları unutmamız gerektiini konuşmak için gitmiştim yanına. Birşey söylemeden yürümeye devam ettim. Peşimden geldi:

    ‘Neyin var senin ne bu surat?’

    ‘Ya farkında değilsin herhalde dün neler olduğunun?’

    ‘Ben farkındayım ama sen bence abartıyorsun.’

    ‘Hiç abarttığımı zannetmiyorum. Çok rahatsızım bu durumdan. Unutalım gitsin. Buraya bunu konuşmak için geldim.’

    ‘Hahahaha unutalım öyle mi? Ne yani boşuna mı dertlerini dinledim o kadar? O kız haketmiyor seni! Sende salak gibi peşinde dolanıyorsun. Nolmuş yani dün o olaylar yaşandıysa? Ne olmuş? Bırak Fırat yaa!!! Ver yansın diyelim işte fazla uzatma!!’

    Nilgün bütün bunları bağırarak söyledikten sonra üzerime yürüdü. Omuzlarımdan itti bir anda dudaklarıma yapıştı... Karşı koymadım. Karşı koymadıkça avuçlarımdan bir şeyler yitip gidiyordu sanki, biliyordum…

    ‘Ne oldu? Hoşuna gitti dimi?' dedi sırıtarak. Sonra devam etti konuşmaya:

    'Ver yansın Fırat. Çok düşünme. Seninle bunları yaşamak güzel. Ben senin dinlendiğin bir yerim işte, bir durak gibi düşün. Nerde fren yapıcağımı biliyorum. Dertlerini unutuyorsun işte fena mı? Ona deli gibi aşık olduğunu bile bile ben akışına bırakıyorum, sende bırak.’

    ‘Bence saçmalıyoruz! Evet zor günler geçiriyorum evet sen iyi bir kızsın evet sen rahatsın evet evet evet. Ama ben Semaya aşığım. Evet üzgünüm evet bu günler kötü günler ama offff….’

    ‘Çok düşünme Fırat. Sen anca böyle üzülürsün. Bırak senin tadamadığın duyguları ben tadiyim…’

    Çok fazla üstelemedim. Eninde sonunda bu iş biticekti. Evet bu zamanlarda Semadan ayrılmayı düşünüyordum ama Nilgünle beraber olmak için değil. Semadan ayrılamazdım, bunu yapamazdım. Ona deli gibi aşıktım. Zaten yapsamda Nilgünle bir ilişkiye başlamazdım. Nilgün benim için iyi bir arkadaştı iyi bir insandı sadece. Hepsi bu. Aşka dair içimde en ufak bir his barındırmıyordu.

    Sahilde oturduk uzun uzun. Konuştuk dertleştik. Çok güzel dert dinliyordu Nilgün. Keşke bana karşı bu hisleri beslemeseydı diyordum kendi kendime.

    Evde gene terasımda uzun uzun düşündüm. Sonuca vardırılamayan düşüncelerdi hepsi... Büyük bir çıkmazdaydım... Ertesi gün nerdeyse okula gitmemeyi bile düşünmüştüm. Fakat sabah uyandığımda bu fikir uçtu gitti kafamdan. Hazırlanıp çıktım...

    Ertesi gün okula gittiğimde Nilgün salonun arka kısmına çağırdı beni. Orada kırmızı bir pano vardı. Onun arkasına geçtiğimde baktım beni orda bekliyor. Noldu diye sorduğumda hiç bir şey söylemeden dudaklarıma yapıştı. Daha fazla 31 malzemesi vermicem size panpalar.

    Panonun arkasından çıkarken tam fermuarımı kapatıyordum! Karşımda Serdar. Nilgün hemen uzaklaştı hızlıca. Serdar şok geçirmiş bir halde yüzüme bakıyordu. Bir an gülmemek için kendini zor tutarken:

    ‘Kardeşim. Sen, sen abi sen napıyorsun burda böyle? Ne bu halin ne oldu sana?’

    ‘Ya tamam bir şey yok uzatma. Yanlış anlıcak bi durum yok öylesine bir şey konuşuyorduk.’

    ‘Kanka bak okuldasın! Dikkat et! Napıyorsun sen oğlum be! iyi misin? Ya Sema görse!’

    ‘Lan saçma saçma konuşma gibtir git yok bir şey diyorum. Hem zaten ben konuşmuyorum Semayla!’

    ‘Sen konuşmuyorsun ama kız kantinde hüngür hüngür ağlıyor haberin yok!’

    Şaşıp kalmıştım. Neler oluyordu lan yukarda! Gidip bakmam lazımdı. Hemen kantine çıktım. Sema oturmuş. Yanında kızlar var ve hüngür hüngür ağlıyordu. Hemen yanına gittim. içim paramparçaydı. Lan ben napıyordum böyle?

    ‘Sema, Sema neyin var noldu neden ağlıyorsun?’

    ‘Fırat… Konuşmuyorsun benimle, o günden beri yüzüme bakmıyorsun… Telefonlarıma çıkmıyorsun. Okuldan ayrılıcam diye mesaj attım ona bile inanmadın. Belki inanırsında benle konuşursun diye sana yalan söylemiştim. Ben ne yaptım sana bana neden böyle davranıyorsun?... ’

    Kendi kendime ‘lan ne mesajı ne diyo bu’ diye düşünürken bir yandan içim paramparça olmuştu… Etkinlikteki ve diğer zamanlardaki bana yaptıklarının hepsini anında unutmuştum. Beni üzdüğü zamanları çileden çıkardığı günleri hepsini ama hepsini unutmuştum bir anda. Gözünden akan bir damla yaş… Lan dünyayı yakarım be!

    Cebimden telefonu çıkardım. Mesaj gelmiş ama ben okumamışım. Farketmemişim bile… O gece yaşadığım buhran kör etmiş gözümü… Mesajda annesinin Semayı okuldan alacağı yazıyor. Ben telefonlara cevap vermeyince mesajlara cevap vermeyince böyle bir şey denemiş aramamı sağlamak için… içim paramparça olmuştu. Ben günlerdir öfkemi kusarken o üzüntüyle beni bekliyormuş… Hemen sarıldım:

    ‘Tamam, geçti birtanem, geçti aşkım… Artık eskisi gibiyiz geçti sevgilim…’

    ….Ve işte beyler. Sıçmıştım ve sıvamaya başlamıştım. Bu manzara yaşanırken Nilgünün yukardan bizi izlediğini gördüm.

    ……
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster