+11
Eğer ki bayılmak gibi kızsal bir şey yaparsan seni gebertirim Deniz. Yürü. diye emir verdikten sonra montu elime verdi. Yavaş adımlarla binadan çıktık. Bahçede ilerlerken hocanın biri nereye gittiğimizi sorunca Bora beni gösterip hastaneye gittiğimizi söyledi. Hoca sesini çıkarmayınca nasıl gözüktüğümü merak ettim.
''Derin'i arıyorum,deyip telefonu çıkardı Bora. Sessizce onu izledim. Sanki burada değil gibiydim. Olayları bir sinema perdesinden izliyordum sanki. Hissettiğim tek şey korkuydu. Koca bir korku.
Derin? Evet benim Bora. Deniz'in seni görmesi gerek.dedi Bora hızlıca. Bir süre telefonu dinledikten sonra konuşmaya devam etti.
Biliyorum. Deniz salağın teki. Şu anda da salaklık yapıyor zaten. Seni görmezse Mert'i arayıp kendini dövdürtecekmiş. Sonra da kötü yola başvuracakmış.Yüzüne şaşkınlıkla bakarken Bora bir süre daha dinledi ve cevap verdi.
Evet. Mazoşist. Hayır o kötü yol. Kötü yol. Of Derin. Ama yapacağını söylüyor. Hatta gitmeye başladı. Deniz!diye bağırdı yanımda.Bekle! Salakça bir şey yapma sakın!'' Şaşkınlığım diz boyuydu. Derin'i her görmek istediğimde aptalca yalanlar söyleyerek ikna ediyordu onu Bora. Tamam aptalca falan değildi. Fazla zekiceydi. Bora'dan bu performansı canlı izlediğim için şaşkınlıktan ölmek üzereydim.