+16
''Ama sonra sen Derin'lik yaptın ve beni arkadaş haricinde göremedin. Başlarda hırstı sanırım. Hala emin olamıyorum. Ama insanın seni sevesi geliyor, Derin. Garip bir şekilde sevdiriyorsun kendini. Uzak kalmayı denedim ama bir taka yaramadı aslına bakarsan. Sonra senin düşüncelerini öğrendim. Aşk hakkındaki. Gerçek değil diye sevmiyordun kimseyi. Eh, ben gerçekmiş gibi hissediyorum ve sana da göstermek istedim Haklıyım bence.dedim gözlerimi kısarak. içten içe durumu sorguluyordum. DerinHaksızsın,dese ne olacaktı?
Kızma ama hala öyle düşünüyorum,dedi Derin gözlerini gökyüzünden ayırmadan.Bak, sen öğrenmeye başladığımı düşünüyor olabilirsin ama... Cidden Deniz. Sevmek zor değil mi? Birine nasıl güvenebilirsin ki?Ses tonu annesinden yeni bir bilgi öğrenmeye çalışan çocuk gibi çıkıyordu. Gerçekten merak ediyordu Derin.
Bunun nasıl olduğu hakkında bir fikrim yok Derin. Öylece... Oluyor işte. Farkında bile olmuyorsun. Biri hayatına giriyor, ruhun duymadan önemli bir yere geliyor kalbinde. Soruna cevap vermeyi isterdim ama... Gerçekten bilmiyorum.'' Kalbim acıyordu. Ben öğrenmeye başladığını düşünürken, nasıl olur da aksini söylerdi? Nasıl hem bu kadar sevecen olup, hem de acımasızlığın sınırlarını zorlayabilirdi? Evet Derin acımasızdı. Sevgi dolu bir yüreği vardı ama çok çok fazla acımasızdı. Terazinin bir ucunda melekken, diğer ucunda şeytan olabiliyordu. Tek yapmanız gereken şey tersine gitmekti ve başınıza alabileceğiniz en korkunç belayı alırdınız. Ailesine veremediği sevgiyi arkadaşlarına veren kız. Aşık olmayan kız. Aşkı vıcık vıcık bulan ve bunu karşısındakine acımadan söyleyen kız. Derin'in özeti buydu.