+18
Sonunda garson Derin'in siparişlerini getirip masaya bıraktı. Çeşit çeşit simitleri görünce ne yalan söyleyeyim, iştahım kabardı. Peynirliye adeta saldırırken, Derin de çikolatalı simitle imtihan veriyordu. Sonunda savaştan zaferle ayrılır gibi masadan kopabildiğimizde, sipariş edilen her şey tükenmişti. Tabir yerindeyse eğer sığır gibi yemiştik. Hesabı ödeyip ayrıldık.
Şimdi nereye gidiyoruz peki?dedim ağzımı yırtarcasına esnerken.
Derin kısa bir kahkaha attı. Adeta bir mağara!
Yapma ya? Uykum var kızım. Uykumu açacak bir şeyler yapmazsan asfaltı yatak olarak kullanacağım bak?dedim koruluktan çıkarken. Anayola çıkmıştık ve ben o yeşilliğin içine geri dönüp zıbarmamak için kendimi zor tutuyordum.
Ne çok mızmız ettin Deniz ya. Hiç mi uykusuz kalmadın?
Adi bir herif gibi sırıttım. Güzellik uykusunda sınır tanımam.
Derin kafasını iki yana sallayıp yürümeye devam etti. Hakkımda hayırlısı deyip peşine takıldım. Sayısız cadde ve ara sokaktan sonra geldiğimiz yer hiç yabancı değildi bana. Her zamanki tepemizdeydik.
Ve?dedim Derin'e. Ne yapıyoruz burada?