+96
-2
artık tesislere daha şevkle gidiyor daha heyecanlı çalışıyordum. Etrafımdaki herkes A takım oyuncusuydu ve bu benim gelişimime gerçekten çok şey katıyordu. antrenörden ne kadar öğreniyorsam takım içindeki tecrübeli abilerden de o kadar şey öğreniyordum.
sezonun ikinci yarısı başlamadan önce kulüp sözleşmemi yeniledi. senede 200.000 lira alacaktım. dehşet içindeydim. bu para beni ihya edecek bir para gibi geliyordu o zaman. A takıma seçildikten sonraki ilk üç maç sadece yedek kulübesinden maçı izlemekle yetindim. Zaten teknik direktörümüz ilk bir kaç maç yedek kalacağımı stada ve seyirciye alışmam gerektiğini sonrasında yavaş yavaş forma şansı vereceğini söylemişti. ben sıramı bekliyordum.
dördüncü maç kupa maçıydı ve ben yine yedektim. takım ilk yarıyı 3-0 önde kapatmıştı stat dolu değildi ama yinede oynamaya alışık olduğum sayının kat kat üzerinde bir seyirci sayısı vardı. ikinci yarıya başlarken hoca beni kenara ısınmaya göndermişti. 60. dakikada yanına çağırdı ve hazır ol oyuna gireceksin dedi hazırlıklarımı yaptım ve hocadan taktik almaya başladım. kalbim çok deli atıyordu. ve sonunda 4. hakemin yanındaydım değişiklik tabelası kalktı. takımın 9 numaralı yıldız forveti çıkıyordu. ben ise 18 numaralı formamla ilk kez a takımda oynamanın gururunu tatmak üzereydim.
oyuna girer girmez bütün toplara pres yapmaya başladım. bir kaç top çaldım rakipten çaldığım 4. top gol olmuştu. çok sevinmiştim. dakika 82de penaltı oldu. ben uzaktan bakarken takım kaptanı beni çağırdı ve penaltıyı benim kullanacağımı söyledi