+10
Hadi, dedim kendi kendime. Umursamaz ol. Derin kim ki?
Mert mi?dedim umursamaz çıkarmaya çalıştığım sesimle. Canım çok yanıyordu. Onu Mert'e karşı defalarca korumuş olmam, sonrasında beni yok sayıp da onunla olması canımı çok yakıyordu. Aşağılanmışlık duygusu da yanında cabasıydı. Hani birini sevemezdi? Kendimi ilk kez enayi gibi hissediyordum.
Şey... Arkasına dönüp kızlara kısa bir bakış attı. Konuşalım mı?
Yo, boşver. Biraz şaşırdım. Yani, Mert bu. Yanına senin kimseyi sevmediğin gerçeğini de koyarsak... Garip yani. Mutluluklar size.
Allah'ım! Canım o kadar çok acıyordu ki. Bu haldeyken nasıl rol yapabiliyordum? Her zaman iyi olduğumu düşünmüştüm rol yapmakta ama çok fazla değil miydi bu?
Mutluluklar mı? inanamazmış gibi güldü, ardından ciddiyetimi fark etti. Gerçekten bunu söyledin mi? Başını iki yana salladı. Tamam. Teşekkürler.
Ne demek,deyip sırıttım. Yeteneğimin ne denli büyük olduğuna bir kez daha şahit oldum. Bu kadarı çok fazlaydı. Derin bana neredeyse hayal kırıklığıyla bakarak binaya doğru yürümeye başladı. Ne yani, karşı çıkmamı falan mı bekliyordu? Derdin neydi? içimdeki öfke dolup taştı. Ondan zerre hoşlanmazken nasıl olmuştu da kabul edebilmişti? insanlar birbirini sevmez kuralına ne olmuştu peki? Oyun muydu? Yalan mıydı?