+11
-1
Yıllar akıp gidiyordu mutluluk içinde. Nihayet liseyi de bitirmek üzereydik. karne dönemi gelmişti. Karnelerimizi aldık hiç kırığımız yoktu. Sevinçle sarıldık birbirimize elimi tuttu. bunu kutlamak için bir cafeye gidip cola içerek kutlayacaktık. Okulun az ilerisinden geçen bir çakıl yol vardı.Her zaman toz duman içinde olurdu. çakıllarla kaplıydı.O yolun benim ve ölürcesine sevdiğim insanın ayrılmasında bu kadar rol oynayacağını bilsem hiç girer miydik o yola. Neler vermezdim o yolu yürümemek için. Eli yine elimdeydi, ansızın elini çekti, terlemişti yine eli. Sanırım dört adım atmıştım. Dönüp yine azarlayacaktım.Çünkü hem elimi bırakmış,hem de geridekalmıştı. Dönüp baktığımda Dünya başıma yıkıldı. Sanki gök kubbenin altında kaldım. yerdeydi ve yüzünden kan fışkırıyordu.ne yapacağımı bilemedim üzerine kapandım yüzüne yapışmış saçlarını kaldırdığımda hayatımı bitiren o görüntüyle karşılaştım. Başı kesilmiş bir tavuk gibi çırpınıyordu. Suratına bir taş parçası bıçak gibi saplanmıştı ve bakmaya doyamadığım mavi gözlerinden biri akmıştı. Suratının yarısı yoktu. Hırlıyordu bana bir şeylerdemek istiyor kanla kaplı diğer gözünü temizleyerek bana bir şeyler demeyeçalışıyordu. Yoldan geçen bir kamyonun tekerinin altından fırlayan bir taş suratinin tam ortasina isabet etmiş ve yuzu kanla kapli halde bana şu sözleri soyledi.-Seni seviyorum-
Merak etme hayatım bende seni seviyorum!