-Hay senin babanın kemiğine. Ulan senin gibi balta olmaz olsun mk. Kıracağın iki tane odun onu da kıramıyorsun.

Balta: Gel sen kır mk. Yazın ortasında ne odun sevdasıdır bu anasını satayım.

-Lan dangalak kışlık odunu kışın ortasında mı kesecez?

Balta: Mk ıslak bu odunlar kırılmıyor işte. Gidip makinayı getirsene niye eziyet ediyorsun bana.

-Lan mk senin başka işin mi var. Baltasın lan sen. Hem mazot yok makinada. Nerden bulacam şimdi
mazotu.

Balta: Hay ben böyle işin...

-Hadi çabuk bitir işini akşama kadar seni mi bekleyecem.

Balta: Tamam mk.

Tribini gibtiğim. Lan odun kesmek istemeyen balta mı olur mk. Neyse gibtir et deyip inceden baltayı da kontrol ederek evin kapısına geldim. Kapı çok farklı sanki.

-Açılsana lan

Kapı: Aç işte eline mi yapışır

-Lan ne oluyor bugün size mk. Söküp atacam kenara canımı sıkma benim.

Kapı: At da kıçın donsun kışın ortasında

-Allahım sen sabır ver bana.

Kapıyla daha fazla polemiğe girmeden. Kapıyı kendim açıp içeri girdim. Musluk yine damlatıyor. Çok su var sanki olanı da bu boşa akıtıyor. Bak hiç umrunda mı?

-Hooop beyim kapan sana zahmet boşa gidiyor su.

Musluk: Ne bağırıyorsun mk. Bu kadar kapanabiliyorum. Kıçım yırtıldı kendimi sıkmaktan.

Bunların laf dinleyeceği yok. Gidip sıktım musluğu. Arada sövdü galiba bana ama boşver. Bunlarla uğraşmak çok yoruyor artık beni. Uzanmak için yatağa yöneldim. Yine çarşafı kaydırmış pekekent. Bide seninle uğraşamam diyip tam yatağa uzandım ki yatak efendi hemen dile geldi sağolsun.

Yatak: Günün 24 saati yatılır mı mk benim de canım var.