-
126.
0inanılmaz!
Gözlerime inanamıyordum. Hayalini kurduğum şey işte tam karşımda duruyordu.
Beş kasa dolusu tohum vardı. Salatalık, domates, biber ve daha fazlası. Sen bir de arabadakilere bak diyerek camdan arabayı işaret etti. içeridekileri tam olarak göremediğimi anlayınca söze girdi.
"Tavuk; hem de üç tane, bahçesi olan bi ev bulabilirsek hepimiz hayatta kalabiliriz."
Gözlerim parlayarak cevap verdim.
"Tam yerine geldin."
Arabaya atlayıp yola koyulduk. Yolda virüslüler o kadar çoktu ki sohbet bile edemiyorduk. Yolumuzu defalarca değiştirmemize rağmen çıkar yol yoktu. En sonunda evime yakın olan bir mahallede kapana kısıldık. Arabayı orada bırakıp kaçmaya başlasak da eve kadar kaçmamız mümkün değildi. Umudumu kaybetmeye başladığım an Kubilay beni kolumdan çekti. Burası benim kuzenim Beytullah'ın evi buraya girmemiz lazım, dedi. Virüslüler 20 metre kadar yakınımızdaydı. Susturucu takılı olan silahımı çektim ve üç el ateş ettim. Kırılan kilitten sonra içeri girdik ve apartmanın giriş katındaki evin ayakkabılığını kapıya yasladık. Virüslüler biraz kapıyı zorladıktan sonra yavaş yavaş dağıldılar. Biz de Beytullah'ın evinin kapısına geldik. Kubilay'ın sesini tanıyınca hemen kapıyı açtı, gerçi benimle de birkaç defa görüşmüşlüğü vardı. Yabancı sayılmazdım.
Heyecanla bizi içeriye çekti ve bunu yaparken konuşmaya devam ediyordu.
başlık yok! burası bom boş!