/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +1
    Soru: Ahzab suresi 53.
    ayetin en iyi açıklaması nedir ?

    Ahzab suresinin 53. ayeti
    ateistler tarafından belki de en çok eleştirilen ayetlerden
    biridir. Bu eleştirinin aynı zamanda en zayıf eleştirilerden biri
    olduğunu göstermek istiyoruz.

    Genelde ayete yönelik 2 tür
    eleştiri yapılmaktadır. Biri bu ayetin 'muhafazidin' menfaatini
    yansıttığı iddiası, diğeri ise bu ayetin evrensel olmadığı
    iddiasıdır.

    Öncelikle söz konusu
    ayetin Tütkçe mealini aktaralım:

    ''Ey iman edenler! Siz, bir
    yemeğe çağırılmadıkça, zamanını gözetmeksizin, Peygamber'in
    evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği
    yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu
    hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten)
    utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber'in
    hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından
    isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için
    daha temiz bir davranıştır. Sizin Allah'ın Resûlünü üzmeniz
    ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz
    olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah)tır.
    (Ahzab suresi 53. ayet)

    Açıklamaya geçmeden önce
    evrensellik hakkında genel bilgi vermek istiyoruz çünkü
    evrensellik konusunda insanların çoğu yanılgı içindedirler. Bir
    şeyin evrensel olup olmadığına karar vermek için evrenselliğin
    ne olduğunu iyi bilmek gerekiyor. Tüm insanlığa hitap eden bir
    metindeki örnekler/kıssalar evrensel olmak zorunda değildir.
    Evrensel olmak zorunda olan o metindeki mesajdır. (farka dikkat !)

    Biz mesela tarihte Hitlerin
    kişisel yaşamından bir örnek alarak tüm insanlığa bir mesaj
    verebiliriz. Mesaj tüm insanlara olduğu için sırf o tarihte ve o
    insanlarla yaşanmış olması o metni evrensel dışı kılmaz.

    -Menfaat
    iddiasının geçersizliği:

    Bu bölümde sadece menfaat
    iddiasının geçersiz olduğunu göstereceğiz. Açıklama diğer
    bölümde verilecektir. Bu yüzden bu kısımda açıklama kısmını
    X diye (yani belirsiz olarak) aktaracağız.

    Felsefi açıdan herhangi
    bir sonuca varabilmek için önermenin öncülleri sonucu destekler
    nitelikte olmak zorundadır. Basit bir örnek vermek gerekirse:

    1. istanbulda tüm atların
    rengi beyazdır.
    2. Ahmetin atı
    istanbuldadır.
    3. Demek ki Ahmetin atı
    beyazdır.

    Bu tarz tümevarımsal
    metodlarda 3. öncülün doğru olması zorunludur. Yani 1. ve 2.
    öncül doğruysa 3. öncül de otomatikmen doğrudur. Eğer 2.
    öncülde
    Ahmetin atı istanbuldadıryerineAhmetin atı
    Türkiyedediryazsaydı çıkan sonuç yanlış olurdu, çünkü
    Türkiyede demek otomatikmen istanbulda demek değildir. Bu olabilir
    de olmayabilir de.

    Eleştirilen ayette de aynı
    şey söz konusudur. Ayete yöneltilen iddianın doğru olabilmesi
    için son öncüldeki
    demek ki bu ayet Kuran'ın insan sözü
    olduğunu gösteriyorsonucunun çıkması lazım. Bu yüzden
    öncüller bu sonuca varmamızı destekler nitelikte olmak
    zorundadır. Eğer olmazsa sonuç geçersiz olur ve tüm eleştiri
    çöker.

    Şimdi ayette
    Peygamberin
    evlerine davetsiz girmeyindenmektedir. Bunun 2 açıklaması
    olabilir.

    1- Peygamber
    rahatsızlığından dolayı menfaat için uydurdu o ayeti.
    2- Alllah X sebepten dolayı
    peygamberin rahatsız edilmesini istemiyor.

    Ateistler burda hemen 1.
    seçeneği alıyorlar. Sorun da burada. 1. seçeneğin doğruluğuna
    dair elimizde kanıt var mı ? Bu gerçektende öyle olabilir de
    olmayabilir de. Ya değilse ? Gördüğünüz gibi burda ateistler
    tamamen subjektif davranmaktadırlar. işlerine geleni kafalarına
    göre doğru var sayıyorlar. Bu aslında sadece dinde değil,
    spordan siyasete kadar her alanda yapılabilir.
    Falanca bakan şu
    örgüte bağlıveyafilanca takım şu hakemi satın aldı''
    gibi şeyler ortaya atılabilir fakat bunlar kanıtlanmadıkça
    hiçbir şey ifade etmez.

    Aynı şey ayette de söz
    konusu. Söz konusu öncül doğrulanamadığı için sonuç ta
    otomatikmen yanlış oluyor. Yani tamamen geçersiz bir eleştiri ile
    karşı karşıyayız. Bu tarz kötü düşüncelerin yüklendiği
    birçok farklı Kur'an eleştirileri de vardır. Bu eleştirilerin
    hepsi için aynı şey geçerlidir.

    -Evrensel
    olmadığı iddiasının geçersizliği:

    Ahzab 53'ü farklı
    açılardan değerlendirmek istiyoruz.

    1. Peygamberin de sadece
    bir insan olduğunu hayata dair örneklerle aktarmak ve
    Allah-peygamber farkını öne çıkarmak.

    Fussilet suresinin 6.
    ayetinde peygamber için şöyle denmektedir: De ki: Ben de ancak
    sizin gibi bir insanım.


    Peygamberlerin görevi her
    ne kadar sıradan insanlardan farklı olsa da, peygamberler varlık
    bakımından sıradan insan gibidirler. Hristiyanlar kos koca
    peygamberi sıradan insanlarla bir tutmak mümkün müdür
    diyerek
    Hz. isayı ilahlaştırmışlardır. Allah bizim de onlar gibi
    peygamberi ilahlaştırmamız için Kuran'da onun da sadece bir insan
    (beşer) olduğunu aktarıyor. Bunun iyice insanların zihnine
    yerleşmesi için onun doğrudan hayatından örnekler verilmesi
    mantıklıdır. Spesifik örnekler verilmedikçe insanların
    kafasında net bir resim oluşmaz.

    Şimdi evimize misafir
    geldiğini düşünelim. Ertesi günü çalışmanız gerektiği için
    erken yatmalısınız. Fakat size gelen misafir bir türlü kalkmak
    bilmiyor. Peki siz böyle bir duruda rahatca artık geç oldu,
    gider misiniz
    diyebilir misiniz ? Birazcık utanması olan hiç
    kimse böyle bir şey diyemez elbette. Peygamberin birçok seveni
    vardı ve dolayısıyla misafiri de çoktu. Peygamber evine gelen
    misafirlere gidin diyemiyordu çünkü aynı sıradan bir insan
    gibi utanıyor ve çekiniyordu. Sonuçta peygamber de etten kemikten
    bir insandı ve herkes gibi hormonlara sahipti. Ayetin hemen
    devamında ise fakat Allah hakkı söylemekten çekinmez
    denmektedir. Burdan Allah'ın sıradan insanlar gibi çekinmediğini,
    insanlar gibi hormonlara sahip olmadığını anlıyoruz.

    Bu durum aslında sadece
    peygambere özel de değildir. Nur suresinin 27. ayetinde şöyle
    yazıyor: Ey iman edenler! Kendi
    evinizden başka evlere izin
    almadan ve ev halkına selam vermedikçe girmeyin. Bu
    sizin için daha iyidir; umulur ki bunu düşünüp anlarsınız.


    Bu
    ayetten biz zaten her müslümanın evine davetsiz girilemeyeceğini
    anlıyoruz. Peygamber de buna dahildir tabi ki. Peygamberin bir de
    başka ayette ayrı belirtilmesi ortada bir vurgu olduğunu
    gösteriyor. Peki neden peygambere özel bir vurgu olmuş olabilir ?

    2. Peygamberin
    görevini iyi yapabilmesi / islam nurunun tamamlanması

    Allah
    Saff suresinin 8. ayetinde nurunu tamamlayacağını bildiriyor.
    Bunun da herhangi bir mucize aracılığı ile gerçekleşeceği
    bildirilmiyor. Yani bu muhtemelen doğal yolla gerçekleşecektir.

    Allah insanlara özgür irade vermiştir. Yani insanların
    islamın yayılmasını etkilemesi mümkündür. Bu yüzden islamın
    kıyamete kadar oluşma potansiyeli olmalıdır. Bunun da
    gerçekleşmesi için peygamberin görevini iyi yapabilmesi oldukça
    önemlidir. Yani islamın yayılabilceği bir zemin olmalıdır.
    Peygamberin rahatsız edilmesi aynı zamanda görevini
    etkilemektedir. Peygamberin görevi sadece Allah'tan aldığı vahiyi
    bir postacı gibi insanlara aktarmak değildi. Peygamber görevini
    iyi yapabilmek için aynı zamanda aldığı vahiy üzerinde tefekkür
    (derin düşünmek) ediyordu.

    Furkan
    suresinin 32. ayetinde şöyle yazıyor:

    Biz
    onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle parça parça
    indirdik ve onu tane tane ayırarak okuduk.


    Yazımızın
    başında X diye yazdığımız sebebi şimdi bir de seçeneğe
    açıklama olarak aktaralım:

    1.
    Peygamber keyfini düşünüyor. (şahsi çıkar)

    2.
    Allah peygamberin görevini iyi yapabilmesi için rahatsız
    edilmesini istemiyor. (görev bakımından rahatsızlık)
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster