+14
Nesrin'in bir anda ağladığını gördüğümüzde evde ortalık buz kesmişti. Ne olduğunu da anlayamamıştık, bir an önce Nesrin'in konuşmayı sonlandırmasını bekliyorduk. Ağlaması haberi ilk aldığındaki gibi değildi bu sefer, derin derin nefes alıyordu. Ağlamaya devam etse de yüzü gülmeye başlamıştı. Tam olarak ne olduğunu öğrenemesek de içimiz rahatlamıştı.
Nesrin'in babasını kazadan hemen sonra ameliyata almışlar. Annesi gidinceye kadar ameliyat da bitmiş ancak adamı henüz uyandırmamışlardı. Annesi Nesrin'e telefon açmadan hemen önce babası uyanmış, bir süre sonra da doktorlar normal odaya alacaklarını söylemişler. Herkesin içine su serpilmişti. Artık biraz olsun rahat uyuyabilirdik. Ertesi gün Nesrin okula gelmedi zaten ne kıyafeti vardı ne de başka bir şeyi. Nesrin'in ısrarları üzerine ben okula gittim. Babasından da iyi haberleri alınca, Nesrin'in bizde kalıyor olmasına artık gerçek anlamda sevinebiliyordum. Ben okula gitmiştim, annem ve Nesrin evdelerdi. Daha başka isteyebileceğim bir şey olamazdı heralde.
Nesrin ve annesi sürekli telefonlaşıyor, bir kez de uyandıktan sonra çok kısa süreli de olsa babasının sesini duyma fırsatı bulmuştu. Her şey yolunda görünüyordu. Nesrin'in eşyalarını almıştık ve okula da gitmeye başlamıştı. Neredeyse bir hafta olmuştu annesi gideli, olay babasının sağlığı ile ilgili olmasa hiç gelmese keşke annesi diyebilecek kadar mutluydum.
Çok geçmeden bir kaç gün sonra annesi döneceğini söyledi. Hem artık babasının iyileştiği için seviniyor hem de Nesrin'in kendi evine geçeceği için üzülüyordum. Annesinin geleceği gün Nesrin kendi evlerine geçti. Babası tek başına kalacak kadar iyileşmiş miydi acaba, ya da neden adam da izin alıp veya işini bitirip dönmemişti. Sonuç olarak ameliyata girecek kadar büyük bir kaza geçirmişti. Basit bir soru gibi görünse de, cevabı herkesin hayatını derinden etkileyecekti...