-
1.
+4irlanda asıllı yazar Bram Stoker tarafından 1897 yılında yazılıp bütün dünyada defalarca baskı yapan ünlü Dracula romanı, bugüne kadar yüzün üstünde filmi de yapılmış ve her dönemde insanların büyük ilgisini çekmiştir. Bram Stoker ,romanını yazarken ilham kaynağı, Romanya’nın Kuzeyindeki Transilvanya bölgesinde yaşamış bir prens olan Vlad Dracul ve hakkında 1463 tarihinde yazılmış bir hikaye idi. Hikayede geçen ‘’Vlad Dracul’dan ve onun yemeklerinde kurbanlarının kanlarını çorba gibi ekmeğini banıp yemesinden çok etkilenen Bram Stoker kült haline gelen romanı ‘Dracula’ yı yazdı. Romanındaki ölümsüz kont da, kanla beslenen ve ancak kalbine kazik çakilarak yok edilebilen bir vampir karakteriydi.
1431 yılında Romanya’da doğan lll. Vlad’ın babası o dönemde Wallachia (Eflak) tahtında oturan II. Vlad’tı. ll.Vlad Dracul cengâverliği ve acımasızlığıyla ünlenmişti. Soyadı olarak kullandığı lâkâbı “Dracul”un Romencede “şeytan” anldıbına gelmesi de ona yönelik kitlesel korkunun somut bir ifadesiydi. Romenlerin “Wallachia” olarak andıkları bu topraklar Sultan 2’nci Murat’ın amansız akınlarının ardından Eflak ve Boğdan adlarıyla Osmanlı’nın egemenliği altına girince, baba Vlad da ister istemez Osmanlıya bağlılığını iletmek ve vergi vermeyi kabul etmek zorunda kalmıştı. Ayrıça en küçük oğulları 11 yaşındaki Vlad ve 7 yaşındaki Radul da gelecekte Eflak ve Boğdan Voyvodası olmaları planlandığı için, baba Vlad’ın da rızasıyla yetiştirilmek üzere Edirne sarayına getirildi.
Sultan II. Murat bu iki çocuğa dönemin en iyi öğretmenlerini ve en iyi olanaklarını sundu. geleceğin“istanbul Fatihi” olacak olan oğlu şehzade Mehmet’le birlikte yetiştirildiler.
1448 yılında Eflak-Boğdan Macar Krallığının kışkırtmasıyla Osmanlı’ya karşı ayaklanır ve III. Vlad’ın babası ve büyük kardeşi II. Mircea Romen soyluları tarafından öldürülür. Osmanlı’nın desteğiyle harekete geçen lll. Vlad bir süreliğine Eflak yönetimini ele geçirse de sonrasında yenilir ve tutsak alınarak sürgüne gönderilir. Macarların kontrolündeki sürgün yıllarından sonra 1456 yılında Belgrad kuşatması sırasında, karışıklıktan faydalanarak Osmanlı’nın desteğiyle Eflak’a saldırır yönetimi ele geçirir ve Osmanlı’ya bağlılığını bildirir. Böyleçe 1456 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Eflak ve Boğdan’a resmen “Voyvoda” olarak atanır. Başlangıçta herşey yolunda gitmektedir.
Artık azılı bir Türk düşmanı kesilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon seferinde olmasından yararlanarak 1460-1461yılları arasında Tuna nehrini geçerek Sırbistan'a ve Karadeniz kıyısına kadar ilerler. Kendi ifadesiyle 23.884 Türk ve Bulgar'ı öldürür. 20.000 Osmanlı savaş esirini kazığa geçirir. Bu gelişmeler karşısında Osmanlı ordusu 1462 yılında padişah Fatih Sultan Mehmet komutasında Eflak voyvodasına karşı sefere çıkar. Eflak'ın başkenti Târgovişte'ye ulaştığında Fatih Sultan Mehmet'in gördüğü manzara korkunçtur.
Vlad’ın başsız gövdesi Romanya’nın Bükreş kenti yakınlarındaki bir gölün üzerinde kurulu bulunan Snagov Manastırı’nda gömülüdür. istanbul’a getirilen başına ne olduğunu ise kimse bilmiyor. istanbul’da günlerce halka teşhir edilen kegib baş, sonunda kentte bir yerlere gömülür. Ama nereye? Tüm zamanların en korkutucu addıbının , yani Bram Stoker’ın ünlü vampiri Kont Drakula’nın kafatası bugün hala istanbul’da bir yerlerde
başlık yok! burası bom boş!