/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    Bu sefer boğularak değil derin bir nefes alarak uyandım yatağımdaydım saat gece 3.00 civarıydı sanırım. Yatakta dikilerek oturdum. Allahım noluyo yardım et dedim kendi kendime sinirlerim bozuldu ağlamaya başladım. Ağlamamı kapı açılma sesi susturdu odamın kapısı kendi kendine açıldı. Açıldığı anda içeriye doğru birinin yürüdğünü farkettim. Hasgibtir i bukadar içten ozamana kadar hiç çekmemiştim beyler. Ama yemezler gibsen gitmezdim içeri. Kız gibi yastığa sarılıp sırtımı yatağımın dayalı olduğu duvara verip göz ucuyla kapıyı izliyordum. Korkudan kendim geçip duruyordum heriyerim titriyordu adeta. Annemin ve babamın arda arda seslerini duydum. Sedaat - Sedaat Oğlum gelsene. Ama kralı zütüremezdi beni oraya (bu arada ışık açık falan değil baş ucumdaki lambada yanmıyordu.) Sonra acı sesleri geldi inleyerek bağırıyordu babam yapmayın! durun vurmayın! diye. ardı ardına sopa ve kırbaç sesleri duyuluyordu içeriden. Sonrasında annem Sedaat! bizi kurtar. Oğlum nolur yalvarıyorum gel! ve yine sopa ve kırbaç sesleri. Yalan olduğunu farkediyordum ama yürek dayanmıyordu vicdanım elvermiyordu zaaflarımdan yararlanıyordu şerefsizler.
    En sonunda hiddetle kalktım yatağımdan isyan ve ağlamayla karışık:
    Yeter ulan orusbu çocukları diye bağırdım ve hızla içeriye doğru yürüdüm odam dan salona geçtiğimde odamın kapısı sertce kapandı. Biraz önceki cüneyt arkın kılıklı herif kendini kedi yavrusuna bırakmıştı. Salon boştu, fazla karanlıktı dışarıya baktığımda Havada yıldız bile yoktu. Bahçede annem ve babam dizleri üstüne çökmüş elleri arakdan bağlı bir şekilde duruyordu. Kapıya yöneldim yine kendi kontrolümü kaybettim. onlara doğru yürüyordum. Annem ve babamın başında geçen seferki gördüğüm dilsiz kör kız ve dilsiz kısa boylu siyah çarşaflı kadın vardı. Bu sefer yanlarında cafer ve Kapıda bekleyen 2 metrelik abi kadar olmasın 1.85-90 civarı sarıklı bir adam var. Yaklaştığımda kız ve çarşaflı kadın arapça olduğunu düşündüğüm bi dilde rahatsız edici bir ses tonunda bana doğru hızlı bir şekilde birşeyler fısıldıyorlardı. Tam önlerinde durdum annem ve babam yere bakıyordu annem ve babamınkini oturdukları için görmesemde hepsinin elleri ve ayakları kırılmış gibi iğrenç bir şekilde ters dönmüştü. Caferin ve sarıklı adamın yüzleri inanılmaz korkunçtu göz bebekleri buz mavisiydi yüzleri kana bulanmıştı yine konuşuyo gibi dudaklarını oynatıyorlar ancak ses çıkmıyordu dişleride yine simsiyahtı. Bu sarıklı adam geçen sefer gördüğüm gözleri oyulmuş şekilde bekleyen tanımadığım 3 adamdan biriydi. Hareket edemiyordum sadece onları izliyordum ve belirtmeliyimki korkudan kalbim kaburgalarıma değicekti heryerim tirtirtitriyordu. Kısa boylu kadın hançer çıkarttı çarşafının altından annem ve babama yaklaşıp teker teker koyun kesercesine allahu aghfir diye bağırarak. boyunlarını kesti. Heryer kana bulanmıştı teker teker düştüler gözümün önünde. Cafer ve Sarıklı adam iğrenç tizlikteki ses tonuyla kahkaha atıyorlardı sinirlensemmi ağlasammı korksammı bilemedim içimdeki duygu değişimi şoka sokuyordu beni. Birden bire bütün bahçede en az 20 tane cin diye tasvir edebileceğim karanlık silüetler belirdi. kimisi kısa boylu kimisi uzun boyluydu hiç ortası yoktu. Tencereye benzer şeyler çalıyordu birkaçı elinde. Ayaklarının tersliğinden topallıyarak hızlıca dolaşıyorlardı etrafımda eğlediklerini hissediyordum sanki canım nekadar yanarsa okadar zevk alıyorlardı. Cafer gülmeyi kesti. Bana doğru yaklaştı çenemden tuttu . tıslayarak ve kalın hırıltılı bir sesle ilk arapça birşeyler dedi sonrada. '' Bu sana ders olsun Sedat... Zorundasın.!.. Dedi. Elini yüzümde gezdirmeye başladı gözlerimi kapattı ve herkes yok olmuştu babam ve annemin cesedi hariç boyunlarından hala kanlar akıyordu. Öyle akıyorduki parmak uçlarıma kadar gelmişti kanları. Kontrol yine bendeydi arkamı dönüm ve karşımda yüzü Şeytana benzeyen ama cin olduğunu bildğim varlık baltayla kafama vurdu .
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster