1. 1.
    0
    mekân olarak şehrin istatistikî veriler (mekân büyüklüğü, nüfus yoğunluğu, ekonomik veriler vs.) çerçevesinde tanımlanmasının sadece niceliksel değerlendirmeleri ifade edeceği ve tek başına bu bakış açısının şehri anlamada yeterli olmayacağı açıktır. şehrin oluşumunda nüfus yoğunluğunun fazla olması ve buna paralel olarak mekân bakımından diğer yaşama ünitelerine (köy ve kasaba) göre daha büyük coğrafi alan kaplaması şehrin olmazsa olmazlarındandır.

    fakat bir şehri var eden veya daha doğru bir ifade ile şehir olarak tanımlanmasını ve tanınmasını sağlayan ise, bünyesinde var olan ya da olması gereken kültürel ortamlardır. kültürel iklimin fikir ve düşünce hayatına dair faaliyetleri kapsaması gerektiği gibi, genel anlamda yaşama ve düşünce biçimi olarak da daha medeni, daha insani ve daha anlamlı olması beklenir.

    bu sebeple her ne kadar kemiyet olarak şartları sabit olsa da bu büyüklükteki yerleşim birimlerine gerçek anlamda şehir denilemeyeceği tartışma zütürmez bir sosyolojik olgudur.
    ···
   tümünü göster