+17
-1
Günler böyle geçiyordu, artık hiç bir sorunum yok gibiydi. Nesrin'in teşvikleri ile yavaş yavaş ders de çalışmaya başlamıştım. Bizimkiler de benim yeni halimden memnunlardı. Bir gün derste kapı çaldı içeri nöbetçi öğrenci girdi. Hocaya benim adımı söyleyerek müdür yardımcısının çağırdığını söyledi. Hoca da durumu anlamasa da tamam dedi ve çıktım nöbetçi öğrenci ile birlikte, neden çağırdığını sordum bilmediğini söyledi. Gidinceye kadar aklıma bin tane şey geldi. Disiplinlik bir şey yapmamıştım, para pul mevzusu da yoktu. O güne kadarki tek olayım Ebru ile ilgiliydi okulda, aklımdan geçiyordu bir şey mi söylediği falan ama kafamda oturtamıyordum.
Kapıyı yavaşça çalıp küçük bir aralık yaparak açtım, gel bakalım dedi. Tamamen içeri girdiğimde hemen masanın diğer ucunda oturan kadını farkettim. Nesrin'in annesiydi.
On saniye içinde aklımdan geçmeyen kalmadı, korkmuştum. Kesin ters bir şey vardı ki kadın okula kadar gelip beni çağırtmıştı.
Bizim müdür yardımcısı kadındı. Belli ki Nesrin'in annesi ile birbirlerini tanıyorlardı. Nalan hoca Nesrin'in annesini göstererek seninle konuşacakları varmış dedi. Nalan hoca benim biraz işlerim var konuşmanız bitince sen dersine dönersin diyerek odadan ayrıldı.
Kadın ne diyecekti acaba, kızı için konuşmaya gelmişti belli ki, istemeyecekti konuşmamızı da bu kadar olay yapmaya ne gerek vardı, lisedeydik daha. Annesi de tedirgin olduğumu anlayınca hemen konuya girdi. Oğlum ben seni teşekkür etmek için çağırdım ama bana aramızda kalsın dediğin şeyi de Nesrin'e söylemek zorunda kaldım dedi.
Beyler Nesrin kolyenin sahte olduğunu farkedince olayı annesine anlatmış. Dalga mı geçiyor benimle, abimin her şeyini nasıl biliyor diye evde baya olay yapmış. Kız bana bu kadar sinirlenince annesi de işin aslını anlatmak zorunda kalmış. '' Nesrin'i uzun zaman sonra ilk kez mutlu görüyorum, ne denediysek kendini toparlayamadı. Ara sıra bana senden de bahsediyor, elinde de sürekli telefon; eskiden eline almazdı, belli ki arkadaşlık ediyorsunuzdedi.
Benim konuşmama fırsat vermeden devam etti,üzmeyin birbirinizi, benim tek Nesrin'im kaldı zaten, o da abisinden sonra kendini kaybetmişti; benim bir itirazım yok gelin dersinize çalışın babası da bir şey demez, tekrar teşekkürler çocuğum diyerek konuşmasını bitirdi.
Nasıl rahatlamıştım anlatamam, ne düşünüyordum neyle karşılaştım. Nesrin'in annesi ile ayrıldıktan sonra sınıfa gittim.
Nesrin ile okulda görüşmüyorduk. Çıkışta bir yerde buluşup birlikte gidiyorduk. Beraber olduğumuzu kimse bilmiyordu. Ben de kimseye söylememiştim, çünkü okulda bir şeyin duyulması hiç de zor olmuyordu. Benim için bir sorun yoktu ama Nesrin istemiyordu bilinmesini, ona hak veriyordum çünkü öğrenildiğinde Ebru haklı çıkmış olacaktı. Ama kimsenin bilmemesi başıma belki de daha beter şeyler getirdi...
Tümünü Göster