+25
Günler geçiyor Ebru ile artık sadece öğle araları değil, her tenefüs her çıkışta beraberdik. Bu arada onun da arkadaşları arkadaşım olmuş, kısıtla çevrem bir anda genişlemeye başlamıştı. Nesrin artık gördüğüm zaman iç geçirdiğim ara sıra düşündüğüm biri haline geliyordu.
Bir hafta sonu sınıftan çocuklarla sözleştik. Sağlam iki arkadaşım vardı. Çağdaş ve Ali. ikisi de iyi çocuklardı, durumları hiç yoktu o yüzden okulda buluşup kola çekirdek tarzı bişeyler yaparız dedik. Onların evi baya uzakta sayılırdı. Ben hava da iyi olduğu için biraz erken çıkıp yürümeyi tercih ettim. Okula gelmiştim, tuvalete girmek için içeri girdim. Kızın biri ağlayarak görevlilerden biri ile konuşuyordu. Ama öyle bir ağlama yok beyler. Sesleri geliyordu sadece okul boş olduğundan konuşulanlar net bir şekilde duyuluyordu. Kız o kadar ağlıyordu ki konuşurken sesini biraz sonra ancak idrak edebildim. Nesrin'di.
Ne oldu acaba diyerek yanlarına gittim. Benim geldiğimi görünce kız görevli ile konuşmasını bitirdi. Anlatmasını istedim Nesrin'den, bu kadar ne olmuş olabilrdi, merak ediyordum beyler kızdan baya hoşlanıyordum halen. Anlatmamakta baya ısrar etti, bahçeye çıktık ağlamaya devam ediyordu. Tekrar okulun içine girmek istedi, bende kendisi ile gelmekte çok ısrar edince dün bir kolye kaybettiğini, onu bulması gerektiğini söyledi ve bu sefer ağlayarak yardımımı istedi.
Ulan dedim kızlara bak ya, bi kolye için ortalığı ayağa kaldırır bunlar neyse gidip bakalım diyorum içimden. Sınıfına, tuvaletlere, (cuma günü beden eğitimi dersleri varmış) soyunma odasına tek tek bakacağız. Nasıl bir kolye diye sordum? Kız bayılacak gibi oldu beyler abisinin asker künyesiymiş. Abisi şehit olduğundan beri hiç çıkarmamış dün nasıl olduysa eve gittiğinde kolye yokmuş.
Lan bi kötü oldum, gözümden yaş gelecek bıraksam. ağlasam kız daha kötü olacak. Biz yana yakıla arıyoruz her yere baktık yok. Bizim elemanlar gelmiş bu arada aramışlar falan ama benim telefon genelde sessizde olduğu için duymamışım yine. Oturmuşlar onlar bahçeye. Neyse biz kolyeyi bulamadık beyler. Okuldan çıkarken, Nesrin kimseye anlatmamamı rica etti. Ne demek yardım edemedim ama bulacağız bi şekilde evine bırakayım dedim. Teşekkür etti, kendisi gitmek istedi. Israr etmedim konu hassastı çünkü.
Bizim elemanlarla buluştuk ama aklım kolyedeydi. Hem olaya genel olarak üzülmüştüm hem de içimden kolyeyi ben bulup Nesrin'i sevindirmek istiyordum. Neyse beyler biz elemanlarla oturduk sohbet muhabbet sonrası onlar evlere dağıldılar. Ben son bir kez daha bakayım diye okula girdim ama yok hiçbir yerde. Düşüne düşüne eve gittim, kendime dert edinmiştim bunu. Nesrin anlatma kimseye dediği için ne bizim çocuklara ne de haftasonu telefonda Ebru'ya Nesrin'i gördüğümü bile söylemedim. Tüm haftasonu kolyeyi düşündüm. Pazartesi evden okula gitmek üzere çıktım ama yapacak çok daha önemli bir şeyim vardı, o kolye bir şekilde Nesrin'e ulaşmalıydı tekrar...
Tümünü Göster