/i/Tespit

  1. 1.
    +2 -1
    Beyler bunlar osmanlı padişahlarını vatan haini ilan eden soysuzlar bırakın kendi kendilerine takılsınlar
    ···
    1. 1.
      0
      Evet Sevr'i babam imzaladı o yüzden babam vatan haini.
      ···
    2. 2.
      0
      Sultan Vahidüddin kesinlikle Sevr’i imzalamamıştır ve zaten bu yüzden Yunan ordusu Anadolu’ya yayılmıştır. Sevr hükümlerine göre Yunan yönetim bölgesi Izmir ve Ayvalık yöresiyle sınırlıdır, oysa Yunan ordusu Trakya ile Balıkesir-Bandırma ve Bursa yörelerini işgal etmiştir ve bunun sebebi de az önce belirttiğimiz gibi Sultan Vahidüddin’in Sevr’i imzalamamakta direnmesidir.
      ···
      1. 1.
        0
        Kaynak rica edebilir miyim? Zira benim bugüne kadar gördüğüm kaynaklar Vahidettinin Sadrazamı Damat ferit'in imzaladığı resimli belgeyle var. Ha diyorsan ki Damat Ferit Vahdettin'i dinlememiştir. Senin padişahlar 1.Balkan, 2.balkan. Trabusgarp, 1.Dünya savaşı gibi savaşları kaybetmeseymiş o zaman derim.
        ···
      2. 2.
        0
        M.Kemal ve ismet Paşaların Ağzından: Sevr Bir Projedir

        -”Efendiler! Mondros Mütârekesi’nden sonra Türkiye’ye muhasım devletler tarafından dört defa sulh şeraiti teklif edilmiştir. Bunların birinicisi Sevr Projesidir. Bu proje hiçbir müzakerenin mahsûlü olmayıp Düvel-i itilafiye tarafından Yunan Başvekil Mösyö Venizelos’un da iştirakiyle tanzim ve Vahidettin’in hükümeti tarafından (Dikkat! Vahidettin değil, O’nun hükümeti tarafından diyor. Doğrusu, o hükümetin murahhasları (delege) tarafından) 10 Ağustos 1920de imza edilmiştir. Bu proje TBMM’nce bir zemin-i münakaşa bile addedilmemiştir.”M.Kemal , Nutuk, s 453, 454
        ···
      3. 3.
        0
        2. Si savaşların kaybedilmesi o savaşı yöneten komutanın vatan haini olduğunu göstermez ismet inönü girdiği bütün savaşları kaybetmiştir ama sizin gözünüzde vatan haini değildir
        ···
      4. 4.
        0
        Ben komutanlardan değil. Padişahlardan bahsediyorum. Hani komutanlar savaşırken zevk ve sefa yapanlar. O savunduğun Vahdettin ki mondros'a ilk şart olarak hanedanın güvenliğini koydurtmuştur.
        O Vahdettin ki kendi iktidarını korumak için kurtuluş savaşını veren milli kuvvetlerin karşına kuvayi inzibatiye'yi dikmiştir.
        ···
      5. diğerleri 2
    3. 3.
      0
      Ayrıca mustafa kemal megiddo savaşında 7.ordu komutanıydı ve o savaş kaybedildi senin bakış açından bakarsak o da vatan haini
      ···
      1. 1.
        0
        Mustafa Kemal savaşıyordu kaybetti. Sen en son cepheye inen padişah kimdi hatırlıyor musun? Ama Mustafa Kemal 'Osmanlı' soyundan değildi değil mi?
        ···
      2. 2.
        0
        Padişahların ordunun başında sefere çıkması keyfiyeti XVII. asır sonuna kadar muntazaman devam etti. Bundan itibaren padişahlar ordunun başında sefere çıkmadılar. Bu bir zaaf olarak görülmemelidir. Çünki aynı devirde, Avrupa’da da artık krallar orduya bizzat kumanda etmiyordu. Asker-hükümdar tipinden; devlet adamı ve diplomat-hükümdar tipine doğru bir değişiklik meydana gelmişti. Artık harblerde teknik ve taktik; şecaat ve kuvvetin önüne geçmişti. Padişahlar, ordunun başında sefere gitmektense; bu işi ehli bir vezire tevdi edip, merkezde kalarak, otoriteyi korumayı daha uygun görmüştür.

        Üstelik artık bir meydan muharebesiyle harbin nihaî neticesi alınır olmaktan çıkmıştı. Aylarca, yıllarca sürüyordu. Padişahın bu kadar uzun müddet pâyitahtı terk etmesi, başka gâileler doğurabilirdi. Çeşitli nüfuz grupları, öldürülmeyip sarayda yaşayan şehzâdeleri kullanarak fitne çıkarabilirdi. Hem artık ailenin en yaşlısı tahta çıktığı için, padişahlar eskisi kadar genç ve dinamik değildi. O yaşta, at üzerinde kilometrelerce uzakta aylar, yıllar geçirmesi imkân harici idi.
        ···
      3. 3.
        0
        Sonra gelen padişahlardan sefere bizzat çıkmak isteyenler yok değildir. Meselâ Sultan III. Mustafa, Ruslara karşı tarihteki ilk mağlubiyeti tattığımız harbe bizzat çıkmak istemiş; ancak hastalığı engel olarak vefat etmişti. Yine de ordunun sevk ve idaresinde, askerin yüreklendirilmesinde merkezdeki hükümdarın çok mühim rolü olmuştur. Osmanlı Devleti’nin kazandığı son zafer sayılan 1897 Osmanlı-Yunan Harbi’nde, zamanın padişahı Sultan Hamid’in günü gününe merkezden orduyu yönlendirerek gâlibiyete yardımcı olduğu meşhurdur. Kanun-ı Esasî’ye göre, padişah ordunun başkumandanıdır. Yaver-i Hazret-i Şehriyarî adıyla askerî müşavirleri vardır. Mustafa Kemal Paşa, son padişah Sultan Vahîdeddin’in böyle yaveri idi. Mukavemet hareketlerini tek elden yönetmek gibi gizli bir vazifeyle ve fevkalâde salâhiyetlerle Anadolu’ya gönderilmişti.
        ···
      4. 4.
        0
        'Avrupa’da da artık krallar orduya bizzat kumanda etmiyordu.'
        Demek ki işimize geldiğinde batılılık kötü işimize gelmediğinde iyi. Savaşı başlatan erk'in savaşta bulunmaması da ayrı bir manidar.

        'Padişahlar, ordunun başında sefere gitmektense; bu işi ehli bir vezire tevdi edip, merkezde kalarak, otoriteyi korumayı daha uygun görmüştür.'

        pek ehline devretmek yerine Otoritesini sağlamlaştıracak kişileri tercih etmişler. Zira padişah taifesi için otoriteleri halkın bekasından her zaman önemlidir. Vahdettinin mondros'a koydurttuğu ilk maddenin, hanedanın güvenliği olması bu durumu çok güzel örneklendiriyor.

        'merkezden orduyu yönlendirmek'
        evet bu gerçekten ilginç bir tanım sanki savaş değilde medieval total war oynamış birileri. Zira savaş başarısız olduğunda sahadaki kumandanın kellesi gider padişahın değil.

        Vahdettin'in Atatürk'ü anadoluya vatanı kurtarması için göndermesi teorisine gelirsek(ispatlanmamış herşey teoride kalır)
        Milli kuvvetlere karşı kurulmuş kuvay-ı inzibatiye gayet niyeti belli eder.
        ···
      5. diğerleri 2
    4. diğerleri 1
   tümünü göster