1. 1.
    +1
    --pekala sesiniz güzelmi bari?...
    yaşlı gözlerle bakarak anlatmaya devam etti.
    --dünyayı dolaşıyorum. her gitiğim yerin postanesinden" seni seviyorum tülsü " diye, tülsü'ye telgraf çekiyorum.
    --öyleyse tülsü'nün adresini biliyorsunuz.
    --hayır nerden bileyim, rastgele bir adres yazıp gönderiyorum.
    --bulamayınca telgraf size geri geliyordur.
    --sanırım ama bana değil zira benim adresimde uydurma. çokça kaldığım kent postanelerinde artık beni tanıyıp
    alay ettikleri için değişik postanelerden çekiyorum telgrafları. alay etsinler ama öğrendiler artık ben tülsü'yü
    seviyorum. tülsü'yü sevdiğim ne denli bilinirse ben de o denli varım. o içkili yerdeki masalar boşalmaya
    başlamıştı. bizde gece yarısından sonra yalpalayarak yürüyebiliyorduk ama ne ne konuştuğumuzu bilemeyecek
    nede konuşulanları anlamayacak kadar sarhoş değildik.
    --dört gündür öğleden sonraları 1-2 saat kültür sarayı alanındayım yarın oraya gelin dedi.
    --ne yapıyorsunuz orada diye sordum.
    --orda tülsü seni seviyorum diye haykırıyorum sesim kısılana dek. hani sen ne iş yaptığımı sormuştun ya işte
    bu benim işim. bu işe nasıl başladım anlatayım:son telgrafımı çekmiştim o gün tülsü'ye hiç param kalmamıştı.
    o yana bu yana dolanıp dururken kendimi kültür sarayının önünde buldum. gördünüz mü bilmem çok eğlenceli
    bir yer orda herkes kendi hünerini sanatını marifetini gösteriyor. kimisi köpek cambazlığı yapıyor kimi tek başına
    3 -4 çalgı çalıp konser veriyor, biri çalgı çalıp biri de şarkı söyleyen ikililerde var. kimi isteyenin karikatürünü çiziyor.
    bir adam kılıç tutuyor diğeri ağzından ateş çıkarıyor daha neler neler. bunların başına kalabalık toplanıyor
    seyrediyorlar. en çok ilgi gören daha kalabalık oluyor numara ve gösteri bitince isteyenler para atıyor onlara.
    olağan üstü bir yer orası. bende böyle bir köşede başladım haykırmaya tülsü'yü sevdiğimi anlatmaya!!!...
    ···
    1. 1.
      0
      hiç ummamıştım doğrusu benim başıma da toplanacaklarını ama çok kişi toplandı kimi alay ediyor kimi dinliyordu.
      yorulana dek anlattım sustum, paralar atmaya başladılar. öyle çok para ki hemen koşup
      postaneye tülsü'ye telgraf çektim. o günden beri öğleden sonraları o alana gidiyorum, isterseniz gelin.
      bir taksiye beraber bindiğimizi otelin adını söylediğimizi anımsıyorum, sonrasını hiç bilmiyorum.
      demek sandığımdan daha sarhoşmuşum. ertesi gün sabah uyandığımda dün geceyi bir düş gibi anımsadım.
      o gün öğleden sonra alana gittim. gerçekten de dün gece adamın anlattığı gibi eğlenceli bir yerdi.
      aralarından geçip dolaştım, sonunda onu buldum seni seviyorum tülsü haykırışını duymasam onu bulmam
      kolay olmayacaktı. bende kalabalığın arasına daldım, beni gördüğünü hiç sanmam çünkü benim geldiğimde
      seni seviyorum tülsü diye haykırıyordu gözleri kapalıydı. aslında oradakiler utanmasalar tüm gücüyle
      seni seviyorum tülsü diye haykıracaklar. oradan sessizce ayrıldım ve hemen bir postanaye giderek
      seni seviyorum tülsü diye sana telgraf çektim. kimbilir ne kadar şaşırmışsındır telgrafı alınca?...

      aziz nesin

      ···
   tümünü göster