1. 1.
    0
    Her şey güzeldi bir zaman, çok önce
    Şehirler, insanlar, güneş deniz
    Mutluluğumu görebilirdiniz
    Çökmeseydi içime bu son gece

    Her şey bir anda bitmeseydi, yazık
    Olmasaydı gençliğime aptalca
    Belki de o yerlere varırdık
    O uzak dağlara ulu: koskoca

    Orada her şey değişirdi belki
    Açardı umutlarımız bakarsın
    Ateş rengi, kan rengi güller gibi
    Toprağında kim bilir hangi aşkın

    Oysa şimdi nerdeyiz, neyiz bak
    Her umut belirtisinden uzağız
    O sevilmiş gözlerde saf ve berrak
    Bir ayna bile yok bakacağımız

    Her şey kurşuni bir renk almış, soğuk
    Bozkırlardır uzayan önümüzde
    Kime baksan o yüz: veremli, soluk
    Tek mavi kalmamış gökyüzümüzde

    Her yerde bitmişliği güzelliğin
    Kum kamyonları putreller betonlar
    Sonra ta beşikten mezara deyin
    Sıfırlar, yüzler, binler ve milyonlar

    Hadi öl bakalım ölebilirsen
    Zincirlerle bağlıyken yaşamaya
    Omuzla yükünü, hadi yalnız sen
    isterse gücün olmasın taşımaya

    Yenik düşmüşüz işte gerçek ortada
    Çökmüş boynumuza zulmün elleri
    Bir tutsak, bir dolap beygiri ya da
    Bir mahkum gibiyiz kaç yıldan beri

    Yargıç hükmünü çoktan vermiş oku
    Boynundaki yaşamak fermanını
    Yaşamak sonra ölmek; iki korku
    Geri getirmezken bir anını

    Terkedilmiş şehirleri bilirsin
    Bilirsin gömülmüş uygarlıkları
    Ve düşün ki; patlaması bilincin
    Yırtmaya yetmiyor karanlıkları

    Öyleyse çek sapla göğe bıçağını
    De ki; benim işim tanrılıktan güç
    Benim hem yüksek, hem en aşağı
    işte ellerimde sonsuzluk ve hiç

    De ki; ömür verdin; en büyük yalan
    De ki; beden verdin; içi boş ve kof
    işte! yüce eserin, işte insan
    Ve yırt göğsünü, bağır: Of Tanrım Of.

    ÜYO
    ···
   tümünü göster