-
1.
0Elinde bir sürü BiM poşetiyle kapıda bekleyen babamı görünce az önce günahını aldığım için kendi kendime utanmıştım çaktırmadan.Tümünü Göster
Babam içeri girdi ve poşetlerdeki malzemeleri çıkartmaya başladı.
Diş macunu, şampuan, sabun başta olmak üzere temel ihtiyaçları almıştı.
Dolaba da bir kaç şey koyduktan sonra işi bitmek üzere olan anneme seslenip
"Hanım geç oldu, Erol sabah okula gidecek" dedi haklı bir sebeple.
"Bitmek üzere dedi" annem.
Annem zaman zaman beni yanına çağırıyor neyi nereye koyduğunu gösteriyordu.
Biraz sonra babam kaş göz işaretiyle mutfağa çağırdı beni.
Merakla gittim arkasından.
"Aklımızı sende komazsın di mi?" dedi babam.
Duygusal konuşma geliyordu beyler.
Gerilmiştim o an için.
Kafamı sallayarak onayladım babamı.
"Başını belaya sokma olur mu? Kimseye dalaşma, kimseye karışma efendi efendi okuluna git gel" dedi.
"Tamam" baba dedim daha 2. cümleden sıkıldığımı belli etmeye çalışarak.
"Haftasonları da eve geliyorsun anlaştık mı" dedi babam.
Ama bu seferki cümlesi diğer nasihat cümlelerinden biraz farklıydı.
Belli belirsiz de olsa özlem ve sevgi de içeriyordu.
Babamın beni özleyebilecek olma ihtimali bile yüzümü çocuk gibi güldürmeye yetmişti lan beyler.
Mutlu olmuştum amk.
"Tamam" baba dedim abartmadan tebessüm ederek.
Babam elini arka cebine atarak cüzdanını çıkarttı.
"Gerek yok baba" dedim.
"O ne demek lan" dedi.
"Yok işte baba" dedim halamdan almış olduğum kredi kartına güvenip babamda zaten olmayan parayı almaya utanarak.
"Saçmalama al şu parayı" diyerek 100 lira para tutuşturdu babam elime.
2.75'ten haftada 20 lira sigaraya, geri kalan da yemeye içmeye, kalırsa karıya kıza gidecekti.
iyi paraydı.
"Sağol baba" diyerekten sarılmaya yeltendim babama.
Babam birden arkasını döndü ve yürümeye başladı.
Bu hareketi ile sarılmama izin vermemişti.
Üzülmüştüm yine amk.
Bi kere sarılsam nolurdu.
Ben baba sevgisinden bu kadar mahrum kalmak için kime ne yapmıştım?
1 dakika kadar kafamdaki soru işaretleriyle mutfakta yalnız kaldıktan sonra "gibtir et Erol" dedim kendi kendime ve bizimkilerin yanına içeri geçtim.
Ben geçtiğimde herkes gitmeye hazır beni bekliyordu.
Sırayla vedalaştık.
Tek tek hiç giblemeyeceğim nasihatlar aldım her birinden.
Annem ve halamla öpüşüp vedalaştıktan sonra çıktılar evden.
Annem üzüldüğü için yanındayken sigara içmiyordum.
O sebeple sabahtan beri içemediğim sigara krizini atlatmak için onlar gider gitmez ilk işim sırt çantamdaki sigarayı çıkartmak olmuştu.
Artık evimin tadını çıkartma vaktiydi.
Evde kül tablası olmadığından dolayı çay bardağı altlarından birini kendime kül tablası yapmış, ayaklarımı koltuğun karşısındaki sehpahaya uzatmış keyifle içiyordum sigaramı.
Sigaramda 2 nefes ya kalmış ya kalmamıştı ki kapı çaldı.
"Hasgibtir" diyerek mutfağa doğru fırladım elimdeki sigarayı lavaboya atmak için.
"Acaba ne unuttular" diye etrafa bakınıyordum kapıyı açmaya giderken.
Kapıyı açtığım zaman karşımda gördüğüm yüz az önce yaşadığım ve düşündüğüm her şeyi bir anda unutturmuştu bana...
Karşımda duran bu yabancı, o dünyalar güzeli yemyeşil gözleriyle bana bakıyor, geleceğimi o gözlerle nasıl gibeceğinin sinyallerini veriyordu...
başlık yok! burası bom boş!