/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +5
    Birkaç gün sonra çok şiddetli bir yağmur yağar, arkasından kızgın bir güneş, hava çok sıcaktır. Melek öğretmen okuldan gelir. Kapıyı açıp avluya doğru ilerler bir de ne görsün! Çok ilginçtir. Yaratığı gömdüğü yerden bir fidan çıkmıştır. Şaşkınlıkla, “iki gün önce burada fidan midan yoktu, buda neyin nesidir,” diye düşünür.

    Eve girer, birkaç gün bekler, her gün okuldan gelince önce avludaki fidana bakar. Hızla büyümektedir. Yaz gelmiş, fidan ağaç olmuştur. Üstelik meyve vermiş, sonbahara doğru meyveler olgunlaşmış, çok güzel görünüyorlardı. Melek öğretmen ömründe ilk defa böyle bir şey görmüştür ve ağacın ne ağacı olduğunu bilmemektedir. Meyveler sanki “beni ye, beni ye,” der gibi kızıl kızıl ışıl ışıl parlıyorlardı.

    Melek öğretmenin aklına bir şey gelir  ve hemen avludaki eski ekmek fırınını ateşler. Fırının ateşi iyice kızdıktan sonra tüm meyveleri ateşe atar ve tamamı yanıp yok olana kadar bekler.  Meyveleri düşen ağacı da ateşe verir. Ağaç yanarken bir çığlık sesi göklere yükselir.

    Ağaç köklerine kadar yanmıştı. Böylelikle Melek öğretmen bu beladan tamamen kurtulur. Ağacın küllerini toprağa gömmüş, avluyu güzelce temizlemişti. Tam elini yüzünü yıkamış eve girmek üzereyken sokak kapısı hızla vurur, Melek öğretmen, yavaşça kapıyı araladı ve gördüklerine inanamadı. Güzel öğretmenin sevgili anne ve babası kapıdaydı. Annesi iyileşmiş babası da gayet dinçti. O tarafa gelen bir akrabaları arabasıyla gelirken Melek öğretmenin anne babasını da getirerek birbirlerine hasret bu güzel insanları kavuşturarak mutlu etmişti. Melek öğretmen annesine sımsıkı sarılıp, uzun uzun ağladı, ağladı annesini öptü. Onlara çok ihtiyacı olduğu anda ailesi yanındaydı.
    ···
   tümünü göster