-
1.
+3ve tam ellerini güzel kızın boğazına geçirecekken Melek öğretmen “var”. Der. “Sana yapacak iş çok” der.
Melek öğretmen çok korkmuştur. Hemen kendini toparlar ve aklını kullanır.
“Hemen evi temizle, tozları al, örümcek ağlarını temizle, sonra da badana yap” der.
O ilginç varlık şaşkınlıkla durur. Karşısına çıktığı kimse böyle davranmadığı için onları öldürmüştür ve hızla Melek öğretmenin dediklerini yapmaya başlar. Melek öğretmen çok korkmuştur. Heyecanla o şeyi izlemektedir. Olduğu yerde kalakalmıştır.
2 saat içinde her yer pırıl pırıl olmuştur. Yaratık Melek öğretmenin söylediği işleri bitirmiş ve tekrar zıplayarak “yok mu? bana bir iş” demeye başlamıştır. Melek öğretmen bunu tahmin ettiğinden işleri sırasıyla ona söylemiş sabaha kadar onu oyalamıştır. Sabah ezanlarından sonra yaratık yine işleri bitirmiş, başlamış zıplamaya ve “yok mu bana bir iş” diye söylenmeye. Hiç yorulmuyormuş. Sürekli hareket halindeymiş.
Melek öğretmen bütün gece, sabaha kadar ondan nasıl kurtulacağını düşünmüş. Sonra yaratığa “git, yerde bir tek yaprak kalmayana kadar avluyu temizle ve daha sonra avlunun en ortasını bul orayı kazmaya başla, öyle derin kaz ki oraya çok büyük bir kökü olan ağaç dikeceğiz, ben dur diyene kadar kaz, der” ve yaratık Melek öğretmenin söylediğini yapmaya başlar.
Yaratık avluyu temizleyip, kazıya başlamıştır. Aradan 3-4 saat kadar geçtikten sonra Melek öğretmen eline küreği alır, yaratığın dışarı attığı toprağı tekrar onun üstüne doğru atmaya başlar. Hiç toprak kalmayana kadar o çukuru doldurur. Sonra etraftan taş, kaya gibi şeyler bulup oraya koyar. Yaratığı toprağın karanlığına gömmüştür. Eve gider, biraz dinlenmek için oturur ve gözlerini kapatır. O an kapı hızla vurur. Melek öğretmen korkarak ayağa kalkar yavaşça kapıya bakar karşısında muhtarı görünce rahatlar. Küçük bir tebessümle “hoş geldiniz” der.
Muhtar;
“Seni merak ettim, bir sıkıntı var mı?” diye sorar.
Melek öğretmen;
“yok bir sıkıntı, ben iyiyim,” der.
Muhtar şöyle etrafa bakar “her yer
başlık yok! burası bom boş!