/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +3 -1
    bu başlıkta 5 tane enteresan olayı paylaşıyorum beyler.



    1. yeraltından gelen azap sesleri



    olay 2005 yılında rus bilim adamlarının yerin 15-20 kilometre altına ses kayıt edici cihazları yerleştirmeleriyle başlamıştır. iddiaya göre rus bilim adamları ses kayıt edicileri yer altına yerleştirirler ve dinlemeye koyulurlar. ilk başta insan çığlığı duyarlar, inanmazlar daha güçlü kayıt ediciler yerleştirirler. dahada yerin altına inerler ve yer altından milyonlarca insan çığlığı duyarlar. tüm bilim adamları istifa eder. bu, kimine göre cehennemden gelen ses kimine göre magmanın sesidir.

    bu da sesler;

    https://www.youtube.com/watch?v=zoQPJz8gFzU





    2. kral ve "21" sayısı



    Fransız Devrimi’ nin bahtsız kralı on altıncı Louis, daha çocukluk çağlarında garip bir yabancı adam tarafından ziyaret edilir. Adam, bu genç kral adayını uyarmak istemektedir. Ona, 21 sayısının kendisi için tehlikeli olacağını ve ömür boyu onu korumak için her ayın 21’inde onun yanında olmak istediğini söylemektedir. Fakat Louis, adamdan hoşlanmaz ve onu saraydan dışarı attırır. Adam son anda, karga-tulumba zütürülürken “21 sayısı seni öldürecek” diye haykırır. Aradan uzun yıllar geçer ve devrim patlar. Kral ve Kraliçe kaçarlar iken Varennes Ormanı’nda yakalanırlar, tarih 21 Haziran 1792… Devrim Konseyi 21 Eylül’de krallığı lağvedip, cumhuriyeti ilan etti ve 21 Ocak 1793’te ise Kral 16. Louis giyotinle idam edildi. Ne dersiniz, idam edilirken o garip adamı düşünmüş müdür acaba?…





    3. gelecekten gelen adam "john titor"



    “Yemek ve çiftlik hayvanları yerel olarak büyütülüyor. insanlar okumaya ve yüz yüze konuşmaya daha fazla vakit ayırıyor. Din ciddiye alınıyor ve insanlar akıllarında bölme ve çarpma işlemlerini yapabiliyor.”

    Bu, John Titor’a ait bir kayıttır. Gelecekten gelen bir yolcu olan Titor ilk kez 2000 senesinde internet’in konuşma ortamlarında ortaya çıktı ve ileriki yıllar hakkında tahminlerde bulundu.

    3. Dünya Savaşı'nın çok büyük bir yıkıma neden olacağını, tüm dünyanın kaosa sürükleneceğini, açlık ve sefaletin diz boyu olacağını, bunun tam 20 yıl boyunca süreceğini söylemiştir. Tüm bunların yanı sıra bu 20 yıllık savaş boyunca tüm dünya devletlerinin üretimini sadece silah ve askere endeksleyeceğini, silah ve asker gücü olmayan devletlerin çok hazin bir son yaşayacağını iddia etmiştir.

    John Titor'un gelecekle ilgili verdiği başlıca haberler şöyledir:

    -Amerika, Irak'a ve Ortadoğu'ya petrol için saldıracak, orada iç karışıklıkla 10 yıl civarı sürecektir.

    -2015 yılında 3. Dünya Savaşı çıkacak. Çin-Amerika karşıtlarının yarattığı bu savaşın zütürüsü çok yüksek olacak.milyonlarca insan ölecek. Savaşın sonunda dünyada etnik kimlik, kültür kalmayacak. insanlar robotikleşme, üst kimliğe bürünme, tanrılaşma evresine girecek. Daha az hastalanacak, daha uzun yaşayacak, doğru seçimleri daha rahat verebilecek.

    -2037 yılında bu düzene karşı çıkan anarşistler olacak. John Titor, kendisinin de bu anarşistlerden olduğunu, bilim insanlarının sayesinde zaman makinesini icat ettiklerini, düşmanların bilgisayar ağını hacklemek için 1970 yılında üretilen IBM bilgisayarının kodları gerektiğini iddia etmiştir.





    4. 1941 yılındaki tuhaf giyimli adam



    1941 yılında Kanada'da bulunan South Forks Köprüsü'nün açılışı sırasında çekilen fotoğraflardan birinde ilginç bir detay yıllardır konuşuluyor. Çekilen fotoğrafta takım elbiseli insanların arasında 1940'lı yıllara göre modern giyimli bir kişi dikkat çekiyor. Yapılan değerlendirmelerde bu kişinin zaman yolculuğu yapmış olabileceği ve 1941'e göre gelecekten gelmiş olabileceği konuşuluyor. Fotoğraftaki modern görünümlü şahısın elinde bir de kamera bulunduğu ifade ediliyor.

    Fotoğraf üzerine araştırma yapan uzmanlar fotoğraftaki modern görünümlü kişinin sanılanın aksine daha eski döneme ait giysiler giydiğini belirtiyorlar. Yapılan değerlendirmelerde, şahışın gözlüklerinin 1920'lı yıllarda piyasaya çıktığı vurgulanırken, tişörtünün ise o dönemde birçok spor takımı tarafından kullanıldığı ortaya çıktı. Ayrıca şahıştaki gözlüklerin fotoğraftan 3 yıl sonra çekilen bir filmde de kullanıldığı ifade edildi.

    Tüm bu açıklamalara karşıt olarak ise bir grup insan şahışın elindeki kameranın nasıl açıklanabileceğini ve o dönemde baskı tişörtlerin henüz kullanılmadığını belirtiyor. Olay günümüzde halen gizemini koruyor.





    5. çernobil'in sessiz "fil ayağı"



    Bu katilin hayat hikâyesi bizim bildiklerimizden biraz farklı. Tarih 26 Nisan 1986’yı gösterdiğinde 20’nci yüzyılın en büyük felaketlerinden biri Ukrayna’nın Pripyat şehrinde gerçekleşti. Şehrin yakınında bulunan Çernobil Nükleer Santrali’nde yaşanan bir arıza sonucu santralin reaktörü erimeye başladı ve hepimizin bir yerlerden aşina olduğu Çernobil Faciası yaşandı.

    Facianın ardın binlerce kişi kısa bir süre içinde tamamen tahliye edildi ve geriye bir hayalet şehir kaldı. Fakat Çernobil Faciası sonrasında bir katil de şehirde kalmıştı. Kaza sırasında nükleer santralin çekirdeği erimişti. Sıcaklık öyle yükselmişti ki çekirdek erirken beraberinde santralin duvarlarını ve reaktör odasını koruyan zırhı da eriterek 2 metre genişliğinde yüzlerce tonluk bir kalıntı oluşturdu. Santralin metrelerce altına kadar akıp orada bulunan bir odada donarak katılaşan bu kalıntıya daha sonra, şekli yüzünden “Fil Ayağı” adı verildi.

    ilk bulgulara göre Fil Ayağı, çevresine saatte 10 bin roentgens dozda radyasyon yayıyordu. Bu sayı o kadar büyük ki Fil Ayağı’nın yanında 30 saniye durmanız birkaç hafta boyunca uzun ve dayanılmaz bir baş dönmesi ve yorgunluğa kapılmanıza sebep oluyordu. Yanında 2 dakika durmanız, hücrelerinizin yavaş yavaş parçalanmasına ve kanamalara sebep oluyordu. Fil Ayağı’nın radyasyonuna 4 dakikadan daha fazla maruz kalırsanız da yoğun kusma, ateş ve kanama ile karşılaşıp iki gün içerisinde hayatınızı kaybedebilirdiniz.

    Katilin ilk kurbanları Fil Ayağı’nın bulunduğu odaya yakın çalışan enkaz temizleme ekipleri oldu. Daha sonrasında odaya uzaktan kameralar yollanarak Fil Ayağı görüntülenmeye çalışıldı. Nihayetinde santralin çevreye verdiği zararı en aza indirgemek için nükleer santralin üstü kapatıldı.

    Günümüzde Çernobil’in katili hâlâ aynı yerinde hareketsiz bir şekilde duruyor ve sesini çıkarmadan sıradaki kurbanını bekliyor.




    evet beyler derlemeyi yaptım. tutarsa ikincisini çekicem :d
    ···
   tümünü göster