+2
Tengri sözcüğü eski Türkçede “Tanrı, gökyüzü” anldıbına gelen bir sözcüktür. Kökeni çok eskilere dayanan bir söz olup Orhun Yazıtlarında da çözümlenen ilk sözcüktür. Türklerde ve Moğollarda bulunan ortak bir söz olup “insan gibi kişiselleştirilemeyen, karakterize edilemeyen göklerin tini, ruhu” tanımına denk düşer. Bütün bu doğa ve kozmos sisteminin ruhunu ifade eder. Gök sözü ile kastedilen bengülük yani “sonsuzluk” tur. Sonsuz bir enerji, yaratıcı; değişen ve değiştiren ruhtur Tengri. Zamanla kendisi de doğa ile değişir, enerjisini farklı şekilde ortaya çıkarır ve bu karşılıklı etkileşimle doğa da değişir. Bütün bu değişimler Türklerce gözlemlendiğinden, Tengri’nin sabit yasaları ve dogmatik kitapları ya da kilise benzeri kurumları yoktur, olamaz. işte bu sonsuz güç ile bağlantıya geçip öz yaşdıbını bu gücün bir parçası haline getirmeye çalışan, doğanın işleyişine saygı duyan ve felsefi olarak kaderci olmayıp Tengrisel değişim ve gelişim ilkesine inanan, ruhunu Tengri’nin evladı olarak temiz tutmaya gayret edenlere “Tengrici” denir.