they call me alpha

vay amıssına. beyler noktalar birleşmeye başladı. şimdi tanrı elçi muhafazid'e diyor ki bizden önce sen iman nedir kitap nedir bilmezdin. e ama bu adam müthiş bir elçi oldu değil mi? neden? desteği ayakta tutuyordu akrabaya yardım ediyordu organizasyonlar kurup/üye olup adaletsizliğin karşısına dikiliyordu. mesela elçi ibrahim ise doğrudan bir sorgulama ve doğrudan bir tanrı'dan başka efendi edinilen batıl uydurmalara karşı mücadeleye girişmişti. iki elçi de mükemmel insanlardır. onların ayrımını yapmak bizim haddimize değildir. gereksizdir de. düşünelim. ikisi de desteği ayakta tutuyordu -işte bunun kriterlerini anlayabilmemiz lazım ki kimi uyaracağımızı bilelim çünkü bu desteği ayakta tutmak belli ki aklın anlayabilecek kavrayabilecek bilebilecek kadar güçlü olması anldıbına gelen bi dolaylı ölçüm kriteri ateş olmayan yerden duman çıkmaz gibi düşün eheheh-. demek ki uyarıları dikkate aldılar nihayetinde vahiy de bir uyarıdır yani şunu da biliyoruz ki inanmayacak gibkoya vahiy bile inse inanmaz mucizeleri görüp inanmayanlar var yani tanrı bize bunu bildiriyor. görüyoruz ki öğreti doğru yolda. bu iş hissiyatla alakalı. ya öğreti kuran ışığında oluşturulmuş hayata dair hakikatler zinciridir beyler. -en azından benim anlattığım kısım kuran ışığında oluşturulmuştur başlıkta işlenen kısım ise kuran ile tutarlı olup kuran ışığında filan oluşturulmamıştır ama hakikati yansıttığı için kuran ile tutarlıdır- size benim anlattıklarım ise öğretinin size aktarılmayan bazı prensipleridir. neden aktarılmadı? tcma o zamanlar bunları keşfetmemişti eheheh. abi böyle ciddi tefsir ve arapça isteyen konuları aslında caner taslaman emre dorman veya 0hakikat0 filan sormak lazım. hem doğrulatmak manasında mantıklı bir hareket olacaktır. metod kafanıza otursun yani. diyorum ya tüm bu ilim kalem kılıç konularının teşkilatsal olarak kardeşlik çatısı altında aktif ve verimli faaliyet vermesinin daha zamanı var. elçi ve takipçilerinin mekke dönemi gibi düşün orduları yok doğru düzgün teşkilat yok organizasyon kısıtlı. e normal olarak abi çünkü somut bir hareket alanları yok. bunu hicret ile gerçekleştirip organizasyonu medine'de devlete dönüştürüyorlar. hem de çok modern bir hamle ile kabile düzeninden çıkıp bildiğin yunan şehir devletleri gibi bir şey oluyor medine. bir şeyi açıklığa kavuşturalım. yunan şehir devletleri teşkilat ve işleyiş olarak daha iyiymiş ki demek ki elçi onu seçmiş. bu yunanların elçi'den daha çok hakikate aşina olduğu anldıbına gelir mi abi asdasdasdasdasdasdasd. şu insanlar ve akıllarının olmayışı neticesinde çıkan kuruntuları. şu insanlar ve iyi hissettikleri sürece -ot vermek- kendilerini kimin gibtiğine bakmayışları -eşek gibmek-. kimse gibmeyeceği eşeğe ot vermez demişti tcma yıllar önce. abi burada net bir ayrım var. açlık sebebiyle oluşan hissiyatlarından doğan kuruntularının tasmasına mı gireceksin? aklınla duygularını itaate alıp kendine hizmete mi kullanacaksın? hangisi sana yakışıyorsa sen seç ve gerçekten böyle olur ancak layık olduğunu seçebilirsin. kardeşlik'in hangisine değer verip diğerini sıradan bir primat olarak gördüğü size açıkça belli oldu. bundan sonrası hayatınızla -talip olduğunuz emanete sadakat gösterip göstermediğinizin imtihan edilmesi adına size verilen süre- neyi başarmak istediğinize bağlı olarak gelişir. ve olaylar gelişir eheheh.