1. 1.
    0
    bir zamanlar boş gezmeyi iş yapmaktan çok seven üç arkadaş
    varmış. bugünden yarına geçinmek, gittikleri yerlerin birinden
    yüz bulsalar, beşinden kovulmak canlarına tak demiş.
    alın teriyle kazanıp gönül rahatlığıyla yemeyi de gözlerine
    kestiremezlermiş, çünkü elleri işe yatkın değilmiş. bir gün,
    uzun bir yolculuktan sonra, yüksekçe bir tepede oturup aşağıdaki
    ovada yayılan büyük bir şehre garip garip bakarlar, acaba
    bu bilmediğimiz yerde nasıl karşılanacağız, diye acı acı düşünürlerken,
    içlerinden birinin aklına yaman bir fikir gelmiş, hemen
    yerinden fırlayıp:

    -gelin benimle beraber, bu şehirde sırça köşk yapalım; ömrümüzün
    sonuna kadar bolluk içinde, rahat yaşarız!- demiş.

    ötekiler:

    -bu sırça köşk de nedir?- diye sormuşlar, beriki:

    -durmayın, vakit kaybetmeyelim, yolda anlatırım!- diye
    onları peşine takmış, bayırdan aşağı kuş gibi hızla inmeye başlamışlar.

    elebaşı yolda üç beş sözle arkadaşlarına şehire varınca nasıl
    davranacaklarını öğretmiş.
    ···
   tümünü göster