-
1.
+1Yemekleri yerken Meriç yanımıza geldi. Nerde kaldın filan derken Ruslarla kaynaşmış. Bilge ile Meriç i tanıştırdım. Yemekler yendi ve sonunda Mr. Alfred masaların sonunda bulunan kürsüsüne çıkıp bir konuşma yaptı. Alfred den bahsetmek gerekirse çok yaşlı bir büyücüydü 150 yaşını geçmiş ancak hala dimdik ayakta durabilen ve sağlamlığı gözlerinden okunabilen bir müdürdü. Konuşması beni etkilemişti. Bilge beni dürtene kadar Profosör Alfred e aptal aptal bakmaktaydım. Bilge hangi derse gireceğimi öğrenmişti. 4 kat yukarıda ki sınıfa girecektik. ilk defa 3. kattan sonrasını görmenin heyecanı ile yukarı çıktık. Ders Paranormal Mistik Güçler di (Kusura bakmayın Türkçesine bu kadar çevirebildim Türkçesi bu sanırım). Sınıfa girdiğimizde bu sınıfın her yeri aydınlık tavanı ise normal bir görünüme sahipti. Sıralar diğer sınıflardaki gibi birleşik ve yine tertemizdi. Herkes dikkatle öğretmeni dinlerken biz ise Bilgeyle sıranın üzerinde küçük büyüler yapıp oynuyorduk. Öğretmen bizim onu dinlememizden rahatsız olmuş olacak ki asasını hızlı bir şekilde bize doğru salladıktan sonra donup kalmıştık. Kas katı kesilmiştim hareket edemiyordum. Hoca konuşmasına devam ettiTümünü Göster
- Nerde kalmıştık ıhmm evet kendimi tanıtıyordum. ismiiim Acey, ingiliz kökenliyim .
Böyle yarım saat boyunca kendini anlattı. O da bu okuldan mezun olmuş. 1.90 boylarında saçları kumral ve orta boy şık giyinişli bir herifti. Hiç gözüm tutmadı gözleri sinsice bakmaktaydı. Konuşmasını bitirdikten sonra bizi çözdü ve rahatladık. Dahailk günden öğretmenin gözüne ancak böyle batılabilirdi sanırım. Hoca dersi bitirdi herkes çıkarken bu kez ben direkt Meriçin sınıfına yöneldim Bilge de benimle geldi. Meriçlerin dersinin bitmesini bekledik 10 dakika sonra onlarında dersi bitti. Ve sınıftan çıkarken yanında koridorda bana sataşan ve sonra Mrs. Jillianın disipline gönderdiği Alman çocukta çıktı. Beni görünce gayet sakin bir şekilde elini uzattı bende uzattım ve tanıştık. Bundan böyle bir hareket beklemiyordum açıkçası. ismi Govan mış. Meriçle yakın arkadaşlarmış hep beraber okulun bahçesine indik. Pek kimse yoktu çimlerde oturup kitap okuyan bir kaç kızdan başka. Bizde bir ağacın gölgesine oturduk ve her birimiz detaylı şekilde tanıştık. Alman çocuğun gözleri halen benim üzerimdeydi pek giblemedim. Meriçe okul hakkında bir kaç soru daha sordum. Bunu gelmeden önce ailenden iyice öğrenmem gerektiğini söyledi ve bu konuyu daha sonra konuşmamız gerektiğini belirtti. 1-2 ay geçti bu arada Bilge ve Meriç ile dostluğumuz bayaa gelişti ve sıkı iki arkadaşım olmuştu. Bir gün bile onlarsız geçiremiyordum bu süre içerisinde okuldan kimseyle kavga etmedik. Tillman adında bir Alman çocukla daha tanıştık. Alman ve ingilizin okulda çoğunlukta olduğunu öğrendim. Türklerle pek kaynaşamadık Bilge ve Meriç bana yetiyordu. ilk aylarda sıradan, annemizin babamızın evde yaptığı büyüler bize çok büyük büyülermiş gibi gelsede sonrasında okulun geniş koridorunda sihir ile şaka yapan çocukların artması okulun içerisindede sihir yapma yasağınıda beraberinde getirdi. Bundan sonra okulda öğrencilerin yapacağı bir büyü tüm öğrencilerin başının belaya girmesine sebebiyet vericekti. Bu konu üzerinde özellikle Profosör Alfred çok durdu ve ilk defa bir eğitim yılında böyle bir yasak getirildiğini söyledi. Okul kütüphanesinde Bilge ile okulun geçmişini ve esrarengiz olayları araştırıyorduk. Meriç pek okumaya yatkın olmadığı için gününün çoğunu Rus ve Alman arkadaşları ile geçiriyordu. Bir gün yine biz kütüphanede Bilge ile otururken Meriç in ağzı yüzü incin yanımıza geldi. Hemen ayağa kalktım bunu kimin yaptığını neden yaptığını sordum. Takıldığı Rus arkadaşları ile bir anlaşmazlık sonucu Meriç in atarlanması üzerine 2 kişi Meriçe okulun bahçesinde herkesin gözünün önünde dalmışlar. Bilge Mrs Jilliana giderken kolundan tuttum ve durdurdum. Hemen yatakhaneye gidip kendi dolabımdan asamı çıkarıp bahçeye indim iki çocukta ordaydı ve yanındaki kızlara bir şeyler anlatıp gülüyorlardı. Aynı zamanda beni büyük salonda yerimden kaldıran Rus çocukta ordaydı koşa koşa yanlarına gittim asamı cebime koyarak. " Merhaba nasılsınız" dedim. Resmen benimle alay ediyorlardı aralarında Rusça birşeyler konuşup güldüler. O sırada Bilge de arkamdan geldi bunlar gülüşürken önce beni büyük salonda yerimden kaldıran çocuğun burnuna bir yumruk attım sersemledi. Diğeri ise asasını çıkarttı ama Bilge ondan önce davranıp "iNFLATUS" büyüsünü yaptı. Bu büyü kişinin balon gibi şişmesine yarıyordu ve çocuk şiştikçe şişti tam patlarken asamı çıkarıp "NOX" dedim ve yavaşça eski haline döndü. Burnu kanıyan Rus "şimdi bittiniz işte" dedi. Ve haklıydı. Okuldan atılabilirdik ve bize hiç dokunmadan okula girdiler.
başlık yok! burası bom boş!