/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +8 -1
    Tarih 28 Şubat 1997: Erbakan'ın Başbakan, Çiller'in Dışişleri Bakanı olduğu, olağanüstü toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı, ordu ve bürokrasi merkezli planlamalar.
    Bu dönem başta muhafazakar kesime karşı başörtüsü yasağı gibi uygulamalara sahne olmuş, başörtülü öğrenciler okullardan atılmış, ikna odaları kurulup başlarını açmaları için zorlanmış ve çok sayıda kamu personeli işinden atılmıştır. "irticayla mücadele eylem planı"...

    Tarih 2 Mayıs 1999: Merve Kavakcı TBMM'de and içme törenine başörtülü gelince meclisten çıkartıldı. Türkiye gündemini bu olay meşgul etmeye başladı. Toplum bu yapılan haksızlığa karşı büyük öfkeyle dolmuş; irticayla eylem planı ve başartüsüne karşı yürüyüşler başlamıştı. Ülkede sinirler gerilmiş Asker, Polis, Bürokrat ve Vekiller "irticayla eylem planı" dahilinde fişlenmeye ve açığa alınmaya başlamıştı.

    Tabiki bunun toplumsal piskolojik bir yönü vardı. Toplum nezlinde dini hassasiyeti olan/olmayan %90'lık kesim yapılanları yanlış buluyordu. Bu piskolojiyi hazırlayan ABD'nin elbette bir planı vardı. Bu plan Dini hassasiyetler kaşınacak ve Gülen grubunun Devlet kademelerine yerleşmesine yol açacaktı, öyle de oldu.

    Tarih 15 Şubat 1999: Abdullah Öcalan Nairobi'de Kenya güvenlik birimlerince yakalanması sonrasında, CIA yetkilileri tarafından Türk güvenlik görevlilerine teslim edilerek Türkiye'ye getirildi.
    ABD Öcalan'ı verirken altı çizili olarak "kesinlikle asılmayacak" deniyordu.

    Tarih 22 mart 1999: F. Gülen ABD'ye gidiyor ve ABD'nin hayalindeki "yeni dünya düzeni" için çalışmalara başlıyordu. Bir başka deyişle ABD köpeğini yanına alıyordu.

    Tarih 19 Şubat 2001: Başbakan'ın devlet yönetiminde "kriz var" açıklamasıyla birlikte mali piyasalarda panikle başlayan süreç büyük mali krize dönüşmüş Ülke ekenomisi buharlaşmaya başlamıştı... zemin hazırlanıyordu. Büyük plan için olması gereken her şey yapılıyordu. ABD Türkiye'ye bir kurtarıcı göndermeye hazırlanıyordu.

    Tarih 18 Şubat 2002: Abdullah Gül ve T. Erdoğan ABD'ye ziyarete gider. Bu ziyaretler Erdoğan'ın kariyeri için şüphesiz ki önemli rol oynamıştı. Erdoğan, Dönemin ABD Büyükelçisi, Türkiye ve Ortadoğu stratejisti Morton Abromowitz'le 90'lı yıllara uzanan samimiyeti sayesinde ABD'de Yahudi lobilerininde desteğini almıştı. ABD'nin hayalleri için artık sadece seçimler bekleniyordu.

    Tarih 3 Kasım 2002: Her şey düzenli plan dahilinde ilerlemiş seçimler Ak Parti'nin tek başına iktidar olmasıyla sonuçlanmıştı. ABD zafere ulaştığına inanıyordu. Artık Türkiye tamamen ellerindeydi "Büyük Kürdistan" hayali ve bir çok plan Türkiye olmadan kesinlikle gerçekleşririlemezdi.

    Tarih 1 Mart 2003: 1 Mart tezkeresi, Irak krizi konusunda hükümet tarafından "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması için Hükümet'e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi". ABD'de şok yaşanıyordu 1 Mart Tezkeresi kabul edilmemişti. Türk Devletinin Milli unsurları kendisini ortaya çıkarmış bu tuzağa düşülmesini engellemişti. Tabiki ABD bu işin peşini bırakacak değildi.

    Genel değerlendirme...

    97'de başlayan süreç Devlet kademelerindeki sıradan dindar olan Asker/Polis/Vekil/Bürokrat/Hakim ve Savcılar için birer fişleme ve tasfiye süreci olarak 2002 yılına kadar sürüyordu. Bu arada ABD, Abdullah Öcalan'ı "öldürülmemek şartıyla" Türkiye'ye pimi çekilmiş bomba olarak bırakıyor, karşılığında Fetullah Gülen'i alıyordu. ABD'nin Öcalan'ı verme sebebi çok önemlidir. 28 Şubat 1991 Körfez harekatı sonrası ABD Pkk'yı kontrol altına almış ancak burda engel olarak A. Öcalan'ı görmüştü. Çünkü A.Öcalan "Büyük Kürdistana" karşı çıkıyor, Esed ve Rusya'yla işbirliği yapıyordu. A.Öcalan Türkiye'ye teslim edilecek, Pkk ise bunu bahane ederek terörü tırmandırıcaktı, öylede oldu. ABD, Pkk terörünü tırmandırırken Devlet kademelerinede Gladiocu-Gülenistler yerleştiriliyordu. Gladiocu-Gülenistlerin Devlet kademelerine yerleşmesi için zemin hazırlanmıştı. iktidarda daha islamcı olarak bilinen bir grup vardı. Aslında iktidarında çok fazla alternatifi yoktu. Fişlemeler ve tasfiye edilenlerin yerine hazır kadro olarak Gladiocu-Gülenistler hazır bekliyordu. Aslında bu bir mecburiyetti Devlet buna razı oldu.

    Fakat birşeyler ters gitmeye başlamıştı. Henüz yolun başında çok güvendiği Ak Parti yanlış yapmıştı. ABD 1 Mart tezkeresinden çok umutluydu, Türkiyenin kesinlikle bunu kabul edeceğini düşünüyorlardı ama öyle olmadı. ABD birşeyleri anlamaya başlamıştı. Türkiye'deki Milli unsurlar sürekli karşısına çıkacaktı. Bu Milli unsurları temizlemek için 27 Nisan 2007 yılındaki "E-Muhtıra" gundeme bomba gibi düştü ancak bu bombada Milli unsurlar sayesinde berteraf edilmişti.
    ABD son kozlarını oynamak için 2 Haziran 2007'de Ergenekon, 20 Ocak 2010 tarihinde Balyoz, 10 Şubat 2011 tarihinde Askeri Casusluk davaları ile başlayan süreçte Milli Ordunun bir çoğu tasfiye edilmişti. Bu süreçte Asker/Polis/Mit/Vekil/Bürokrak/Hakim ve Savcılarda devşirilmişti.

    Erdoğan ve Diğer Milli unsurlar (kişiler) ABD'ye öyle bir oyun oynamıştıki ABD şaşkınlığını gizleyemiyordu. ABD 60 yıllık uğraşısını kaybetmişti. Türk Devlet aklı ABD'ye, onların planlarını uyguluyor gibi gösterip ABD'den (Yahudi lobisi) aldığı destekle Ekenomisini düzeltiyor, Milli unsurlarını yetiştirme fırsatı buluyordu. Bu saatten sonra ABD'nin bu topraklarda söz sahibi olması imkansızdı...

    Tasfiyelerin sayısını düşünürken bu yazıyı hatırlamanızı tavsiye ediyorum. 20 yıllık birikimin tasfiye olması kolay değildi...
    ABD bu oyunu kaybetmiştir...
    ···
   tümünü göster