"Eğer Yunanlılar gelseydi çok fazla bir şey değişmezdi... "

Kuzeybatıdan Ruslar, güneydoğudan ingiliz ve Fransızlar, güneyden italyanlar, batıdan Yunanlılar üzerimize geliyordu. Bunlar Hristiyan devletler, Türk düşmanı devletler. Sanıyor musun ki adam seni sağ bırakacak? Gazhanenden girer şişhanenden çıkarlardı. Öyle bir dünya yok.

"Latin alfabesini getirdi... "

Ülkede zaten okuma yazma oranı yerlerdeydi. Arap alfabesinin hem yazması hemde okuması zordur. Zaten Türkçe'de olan bazı sesler Arap alfabesinde olmadığı için Osmanlı, bu sesleri karşılaması için alfabeye yeni harfler eklemişti. Alfabenin değişmesi anlayacağın hiç bir taku etkilememiştir.

"Kılık kıyafet"

Kitabın kapağını değiştirince içinde yazanlar da mı değişiyor? Halk sadece kıyafetini değiştirdi o kadar, kişiliklerini değil.

"Faiz"

Faizcilik elbette günahtır ve yasaktır ama başka türlü bankaların büyüme imkanı yoktur. Kredi çekip aldığın kadarını geri mi verecektin? Hayır kurumu mu lan banka? Büyümesi gerekli. Senden aldığı faizle devlete zaten vergi veriyor, yani o paranın bir kısmını büyümek için kullanıyor ve gerisinide devlete vergi veriyor. O vergilerde sana yol, su, elektrik ve ulaşım olarak geri dönüyor en basitinden.

"istiklal marşı, Atatürk ve Gençliğe hitabe"

istiklal marşı senin bağımsızlığının yazıya dökülmüş halidir. Okuduğunda ne zorlukların üstesinden geldiğini hatırlatması için yazılmıştır. Gençliğe hitabe ise ülkecek zor bir durumda kalındığında ve ne yapacağını bilemediğinde, sana ne yapman gerektiğini hatırlatacak olan hitabedir. işte bu iki eserin arasında duran Mustafa Kemal Atatürk ise bu ülkenin kurucusu, kurtarıcısı ve aynı zamanda baş öğretmenidir. Az biraz saygıyı hak ettiğini düşünüyorum, sen ne dersin?

"Marş"
Kendi milli marşını kendi bayrağının altında, baş komutanının önünde okuyorsun. Bu bir ayin değildir. Öyle bağırarak okuyacaksın ki sesin duvarlara işleyecek. Camları titretecek. Düşmanın kalbinde yatan o korkuyu uyandıracak, iliklerine kadar ürpertecek...