+24
Bira alıcak para yoktu ki cebimde gidip biramı alıp içeyim. Boş boş denizi izledim uzunca bir süre orda oturdum zütümü hissetmiyordum desem yeridir. Bi ara yoksa züt kanserimi oldum amk gibi saçma bir düşünceye bile kapıldım. Akşam 8 civarı birisi yanıma oturdu dönüp bakmadım bile. Belli bir süre sonra bana 1 şişe bira uzattı. Kafamı kaldırdığımda Eylül'ü gördüm. istifimi bozmadan birayı aldım ve içmeye başladım. Eylül'ün elinde de bira vardı yavaş yavaş içiyor ama konuşmuyorduk. 15 dakika kadar konuşmadık sessizliği bozan Eylül oldu.
-Hocami daha ne kadar acı çekicez
+Bunu senin sorma hakkın yok
-Haklısın sana yalan söylememeliydim ama seni görünce bütün acıları yeniden yaşıyacak gibi hissediyorum.
+O zaman burda ne işin var
-içmeye gelmiştim yalnız olmayı planlıyodum
+Tamam başka yerde de içebilirsin
-Olmaz burası çok özel benim için
+Benim içinde öyle dedim ve 5 dakika kadar yine kimse konuşmadı.
-Hocami ben Ankara'ya gidiyorum dedi. içimden ağlamaya başladım beyler.
+iyi yolun açık olsun dedim sakin bir ses tonuyla
-Sen nereye gidiceksin
+Biliyorsun zaten
-istanbul yazdım bende ama tutmadı
+Boşver ne yapıcaksın Istanbul'da
-Seni görürdüm belki
+Daha demin unutmaya çalışıyorum demeye çalışan kızmı bunu diyor dedim. Sustu birşey diyemedi ama sarıldı. Tepki vermedim ama sarılmasına izin verdim. Özlemiştim beyler çok özlemiştim onun sarılması bile iyi geliyordu.
-Hocami söz takalım dedi kafasını göğsüme dayayarak. Şok olmuştum beyler ne diyeceğimi nasıl tepki vereceğimi kestiremedim.
+Sevgili olan insanlar söz takar
-Tamam o zaman zaman sevgili olalım dedi ve gözlerini bana dikti bir cevap bekliyordu..