/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +5
    Part 12

    Karne Günü

    Lise 1.sınıfın ilk dönemi artık resmen sonlanacaktı. 2005 yılının ilk aylarında bitirdiğimiz ilk dönemde çok çok güzel anılar, dostluklar, güzellikler biriktirmiştik. Sema ve Ben. Okulda dikkat çekmeye başlayan çift olmuştuk birazda. Güzel okulumun güzel ilk dönemi sonlandığında araya 15 günlük tatil girecek, bu tatilde acaba görüşebilecek miyiz düşüncesi hakimdi bana. Çok önemli değildi aslına bakarsanız. 15 günü bırakın o ruh halime göre 15 sene beklerdim ben canım, cananım, ömrüm, bitanecik sevgilim benim…

    Karne günü herkes okula sivil gelmişti. Bu güzel günde karnemde kimya dersimin ‘zayıf (1)’ olmasından başka canımı sıkan hiç bir şey yoktu. Aslına bakarsanız o bile canımı sıkmamıştı, öğrenim hayatımda ilk zayıfım olmasına rağmen çokta umrumda değildi. ikinci dönem düzeltirdim nolcak yani?

    Karneleri aldıktan sonra güzelim sahil kasabalarından birine oturmaya gimiştik. Tabiki gene güzel arkadaşlarımızla. O güne dair yazıcak çok önemli bir olay yok aslında. Fakat karne günü olması sebebiyle atlayamazdım bunu.

    Gün sonunda artık herkes evlerine dağılmıştı. Bu muhteşem ilk dönemin ardından keşke hiç tatil olmasaydı dediğim bir ara tatil sürecine girmiştim. Keşke hiç tatil olmasaydı.

    Bu tatilde zamanımın tamdıbını bahçemde kendi başıma inşa ettiğim tahtadan kulübeyi yenilemekle geçirmekte kararlıydım. Orta ikinci sınıfta başlamıştım kulübemi yapmaya. Rahmetli dedem ben daha çok çok küçükken bahçemize bi kulübe yapmış ama benim görmeme fırsat olmadan o kulübe yıkılmıştı. Ama anlatılan efsaneleri hiç bitmedi. Bahçeye tekrardan bi kulübe yapmaya her zaman hevesim vardı. Dedemle beraber yapma hevesim çok daha fazlaydı. Ama beraber yapmamız nasib olmadan dedem rahmetli olmuştu. (ocak / 2002). O gün karar vermiştim. O kulübe dedem anısına yapılacak! Ve bunu ben yapıcam. Küçük yaşıma rağmen küçük yaştan beri dedemin marangozluk yeteneklerini izleyerek büyümüş bi çocuk olarak yapımına o yılın bahar aylarında başlamıştım. Yaklaşık 12-15 m²’lik bi alanda, toprağı düzletmek için ön tarafa bi set yaparak başladım kulübemi yapmaya. Dört tarafına 10a 10 tahtalardan iskeletini oluşturdum. Ayı bacağı dediğimiz çaprazları atarak iskeletini tamamladım. O zamanın parasıyla 30 liraya 4 adet çatı eterniti alıp üzerini kapadım. Etrafını tahta kapamaya malzeme yetmedi, muşambalarla geçiştirdim. Orası artık benim dünyamdı. Orda çok uzun vakitler geçirdim. Sonraki sene ikinci katını yaptım, etrafını büyük bölümünü tahtalarla kapladım. içinde beybileyd turnuvaları düzenledim ve daha neler neler. 2005 senesinin ara tatilinde ise kardan ve yağmurdan kötü etkilenmiş olan efsane kulübemi tekrardan inşa etmek için tamamen yıktım. Çektiğim seti ön tarafa doğru 2 metre daha uzatarak daha büyük taban alanlı bi kulübe yapmak için çalışmalara başladım. Tüm ara tatilimi bu iş için harcamıştım. Sabah erkenden kalkıyodum ve kulıbemi yapmaya başlıyodum. Akşama kadar sadece yemek yemek için bahçeden ayrılıyodum. Hava soğuktu ama durmadım. iskeletini anca bitirebildim. Çok daha düzenli ve çok daha sağlam klubemin iskeletini ve çatısını tamamladım. Şimdilik çardak görünümünde olan kulübemin önünde hafif bayırlık olan bölgede toprağı merdiven şeklinde kazarak güzel bi giriş yaptım. Kapım daha yoktu ama girişim vardı. Neyseki zor şartlar olmasına rağmen kulübemin büyük kısmı tamamlanmıştı. Tüm tatilimi buna harcadım. Semayı düşünerek geçirdiğim vakitler ve uğraştığım meşkale beni bambaşka diyarlara zütürüyodu. Mevsimlik meyvelerden toplayarak çalıştığım o günleri unutamam. Bahçemizin güzelliğinide tabiki. Dedem rahmetli olduktan sonra vaktiin çoğunu buraya harcıyodum.

    Tabi ergenliğin vermiş olduğu asiliklerde vardı artık hayatımda. Babamla çok sık atışmaya kavga etmeye başlamıştık. Sorunlu günler geçirmeye başlamıştık diyebilirim. Ben büyüdükçe fikirlerimiz çatışıyo, fikirler çatıştıkça kavgalarımız daha da büyüyodu. Kulubem konusunda da fikirlerimiz çatıştı. Artık çocuk olmadığımı ve kulübemden çok derslerimle ilgilenmem gerektiğini söylüyodu. ilk kez zayıfım gelmişti çünkü. Eğitim hayatımda aşşağı doğru bi grafik vardı. Tabikide haklıydı, ama ben orda kendimi buluyodum. Bunu anlamasını beklemiyodum tabikide. Bi gün işler iyice kızışınca büyük bi kavga ettik. Kalbim çok kırılmıştı. Hayalimdeki kulübeyi henüz iskeletini bitirmeyi başardığım ama devamı için çok daha fazla emek vericek olduğum ve bitince efsane bi ortam olucagına inandığım kulübemi o kavgadan sonra baltayı elime alarak ağlaya ağlaya paramparça ettim. Tamamen yıktım, tamamen yok ettim…

    O günden sonra bahçeye, kömürlüğe, aletlerin toplu olarak dizildiği alet kömürlüğüne (o tarz yerlere hep kömürlük derdik) girmemek için kendi kendime yemin ettim. Huzur bulduğum bahçeme girmicektim artık. Bababmla böyle kagvalar etmektense bağrıma taş basardım çünkü….

    Ara tatilin bitmesiyle yeni dönem bizleri bekliyodu artık. içim biraz buruk olsada Semanın hayatımda oluşu herşeyi düzeltmeye yeterde artardı bile…

    Bugünlük bu kadar panpalar. Şukuları ekgib etmeyesiniz. Sevgiyle kalın.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster