/i/Erkekler

XX değil, XY
  1. 1.
    +13 -4
    (bkz: http://www.incisozluk.com.tr/e/178012649/)

    Erkekseniz potansiyel bir sapıksınızdır aynı zamanda.
    Kadın arkadaşınızın olması dahi yadırganır ve sıradan bir merhaba bile “bana yazıyor” şeklinde algılanabilir.

    Bu ülkede erkek olmak, eşini kısıtlayıp eve kapattıktan sonra dışarıdaki en ufak bir dekolteye bile ağzının suyu akarak bakıp ve hatta taciz konumuna getirenler sayesinde “tehlikeli” olmaktır biraz da. Her an saldıracakmış gibi algılanmaktan, bir kadınla sohbet edememektir. O sebeple ki kadınlar çantalarında göz yaşartıcı sprey taşırlar. Kadınlardan korktukları için değil, bir gece eve dönerken bir erkeğin kendisini sıkıştırmasından korktukları için!

    Senden hep öküz olmanın beklenmesidir erkek olmak. Nazik ve kibar biriysen garip karşılanmaktır. Bir kadının sandalyesini tutup sigarasını yaktığında kadının bile şaşırmasıdır Türkiye’de erkek olmak. Öküz damgasını yiyerek başlarsın bu hayata erkeksen. Sonrasındaki süreç, öküz olmadığını ispatlamakla geçer.

    Diğerlerinden farklı olma güdüsü ile hoşlandığın kadına bile mesafeli olmaktır. Maço olmadığında hafif adam, maço olduğunda maganda adam damgası ile arada kalmaktır. Kadınların ne istediğini tam olarak bilememesinden kaynaklı bir kaybolmuşluktur aslında Türkiye’de erkek olmak.

    Ne olursa olsun ağlamamaktır. Ağlamak kadar güzel ve doğal bir duygunun dışa vurumun tekrar ortaya çıkmaması için dağlanmasıdır erkek olmak. Bakir olmadığı halde bakire bir kadın istemek gibi tuhaf bir tezatın açıklanamaz halinin hepimize vurulan damgasıdır. Erkek olmak, dışarıda sabahlara kadar gezerken kadına “sen evinde otur” diyenler ve bu algıya teslim olan kadınlar sayesinde egemen gibi gözükmenin en aptalca halidir.

    Erkek olmak; paralı olmaktır. “Parasız erkek bile olunmaz“dır. TV’lerdeki evlilik programlarında her türlü mizaha konu olmuş ve kaçamadığımız Türkiye gerçeğinin yüzümüze tokat gibi çarptığı “evi var mı? arabası var mı?” dır erkek olmak! Evi de olsa arabası da olsa yetmezliktir aslında. Kadınların teslimiyetçiliğinin erkekler üzerindeki etkisidir “erkeğim bana bakmak zorunda” ilkesi. Sanki kadın bir hiçmiş gibi evin reisi olmak zorunda kalmanın çocukluktan itibaren kafasına işlenmesidir.

    Erkek olmak eşittir masada hesabı ödemektir. Kadınların pek çoğu da zaten böyle alışmıştır. Ülkenin sosyo-ekonomik durumu ile tam olarak bağdaşmasa da hesabı her zaman erkeğin ödemesi beklenir. O sebeple tam bir erkek olduğunuzu anladığınız an, ne sünnet olduğunuz, ne de askerden döndüğünüz andır. Erkek olduğunuzu anladığınız an, paranızın olduğu andır. Ancak o zaman tutunursunuz buradaki hayata.

    Güzel kadınların böylesine rahatsız edildiği bir ülkede güzel görünce bakmamak, kafanı çevirmektir rahatsız etmemek için. “Yanlış” anlaşılmamak için gayret edip “doğru” bile anlaşılamamaktır! iki erkekseniz barların kapısında kalmak, içeri girememektir. Nerede çalıştığınızın, ne iş yaptığınızın, ne okuduğunuzun ve nasıl bir adam olduğunuzun hiçbir önemi yoktur o barın kapısına geldiğinizde. Erkek olmak “ne baktın?” lafı ile kavgaya karışmak ve hatta kendini yaralamaktır. Hafifleşmeye meyilli kadınların erkekten beklediği de budur zaten. Akılcılıktan uzak olmanın beklentisidir erkek olmak.

    Kadınlar birlikte olacakları iyi bir erkek bulamamaktan şikayet ederler ancak erkekler öylesine negatifçe çeşitlendirilmiştir ki, “iyi adam” diyebileceklerimiz bile o çeşitliliğin arasında kaybolmuş ve diğerleri gibi algılanmıştır toplumda. Toplum gözünde erkek eşittir erkektir ve erkeğin iyisi olmaz. Hepsi vahşi bir uçkur telaşına ağzında salyalar akarak etrafa saldıran zombiler gibi algılanır. Dolayısıyla erkek olmak, basite indirgenmektir. Zaaftır ve hatta suçtur bazen. Bir kadının size istediği her şeyi yaptırabileceği kadar aptal olmaktır zaman zaman. Ya da bir dekolteye tav olacak kadar güçsüz olmaktır. Genius denilecek adamların bile bir kadına nasıl davranacağını bilmemesidir bu ülkede erkek olmak. Çünkü eline öyle bir fırsat hiç geçmemiştir.

    Ben kadınların erkekler karşısındaki müthiş eşitsizliğini savunup, pozitif ayrımcılığını destekler bir tutumda bulundum her zaman. Ancak şunu da kabul etmeliyiz ki, belli konularda erkek zaten herkesin algısında kötüyü simgeler.

    2. edit

    yazının bir kısmı cemkarakus.com'dan alıntıdır. Konuya kendi düşüncelerimi de kattım yalnız çok güzel açıkladığı için pek değiştirmek istemedim.
    ···
   tümünü göster