Ben hazırlandım. Kot üstüne bir t-shirt ve gri kapşonlu ceketimi giydim. Mesaj attım faceten ben 15 dakikaya evinin ordayım diye tamam dedi. indi aşağıya. Bi insan bu kadar güzel olabilir dedim yine içimden. Bakıştık bir süre. Sonra dayanamayıp güldü o ben de aynı şekilde güldüm. Mutluydum o an. Her şey eskisine dönüyordu. Gittik alsancağa. ikişer bira aldık oturduk içiyoruz. Özür diledi benden. Neden diye sorduğumda nedensiz yere çıkıştım sen de özgürsün sonuçta karışamam dedi. Ben baktım gözlerinin içine. Ay ışığı vurunca gözlerine, parlıyordu gözleri, o karanlığın içinde ışık saçıyordu etrafa resmen. Bira da bir rahatlık vermişti bana. Karışmanı istiyorum ben dedim birasından yudumu alırken. Donakaldı bir an. Boğazına kaçacaktı bira. Baktı bana gözlerindeki mutlulukla ciddi misin sen dedi. Ne zaman olmadığımı gördün ki diye sordum. Sustu bakıştık bir süre. Seviyorum seni dedim. Dolmuşa bindiğinden beri, bana ilk baktığın andaki masumluğun gibi seviyorum dedim. Gözleri doldu ben de diyebildi sadece kısık bir sesle. Sımsıkı sarıldım orada. ilk sarılmamdı ona, alsancağın özel bir değeri vardır o yüzden benim için. Sıcaklığını hissettim saçlarının kokusunu doldurdum doldurdabildiğim kadar ciğerlerime ve yanağına bi öpücük kondurdum. Kızardı hemen yanakları. Hayatımın en güzel akşamıydı o akşam. 1 2 saat daha oturduktan sonra kalktık evine bıraktım. Eve geldiğimde babam yoktu evde. Telefonuma baktım 17 cevapsız arama