+19
-2
O haftamız merveyle yine soğuk geçmişti. Cuma günü okul çıkışı doğukanla yürüyordum. Sohbet ediyorduk öyle. Ara sokaktan yine murat çıkmıştı. Bu sefer apo ve sezai de yanındaydı diğer kekolarla birlikte. Doğukanı görünce bi duraksadılar ama murat yine de yüzündeki o sinirli ifadeden taviz vermemeye çalışıyordu.
Doğukan : D / Murat : M / Ben : YX / Arkadaki keko : K
D : Hayırdır beyler neye toplandınız böyle
M : Doğukan sen karışma benim meselem bu
D : Vaay erkek de olmuşuz bakıyorum da. Sana mı soracam lan ne yapacağımı ?
K : Ulan kirve kime şekil yabiyün sen
Bir sessizlik oldu o an ama kısa bir sessizlik. Hani derler ya fırtına öncesi sessizlik diye. Aynen öyle bir şeydi.
D : Bak Murat, kardeşim dediğim adamsın tepemi attırmadan topla arkadaşlarını da uza burdan. Madem benim meselem bu diyorsun arkadaşlarını da çağırmayacaksın, yiyorsa zütün tek başına çıkacaksın bu çocuğun karşısına.
M : Yeter lan dıbına koyayım kim oluyon sen dalyannan ?
YX : Uzatma murat. Varsa mevzun dediğin gibi, gel hemen halledelim kapansın konu.
D : Dur dur dur. Ne dedin sen ?
Diyerek gömdü kafayı murata. Yediği ikinci kafa olmuştu muallaknin. Baktım doğukan tek başına kaldı aralarında ben de girdim. Rahat bi 8 10 kişilerdi. Bilen bilir zaten böyle sürü halinde gezer bu çomarlar. Hasar da vererek sağlam bi dayağımızı da yemiştik orda doğukanla. O olaydan sonra zaten yakınlaşmış olacaktık baya.