+37
-2
BÖLÜM 3
Nato'da da hareketlilik mevcuttu. Acil koduyla üye ülkelerin devlet başkanlarına haber yollanıyor, temsilciler
Brüksele toplantıya çağırılıyordu.
Ancak Türkiye gelen çağrıya cevap vermemiş,bu olaylarda aktif olarak bulunmayacağını bildirmişti.
Bu tutum Türkiye'nin Nato'dan atılması için yeterli bir sebepti ancak Türkiye'de hükümet bunu umursuyor
gibi görünmüyordu.
Zaten Avrupa aşırı sağcılarla çalkanıyor, daha iç meselelerini halledemeyen devletler bir de dış politika
için toplantı yapıyordu..
Çok komik gelmişti bu durum Cumhurbaşkanı Recep tayip'e.
Kayseri'de 1.Hava indirme tümeninde de hareketlilik vardı.12bin personal mevcutlu tümen.
Yoğun bir eğitim ve hazırlıktan geçiriliyor, personel sayısı arttırılıyordu.
Tayvan'dan gelen haberler dehşet vericiydi.
200 kişilik Çin amfibilerinden onlarcası Tayvan adasına ulaşamadan batmış, Binlerce çin askeri ölmüş,
Yaralılar dışında birçokta kayıp vardı.
Tayvan ağır bombardıman ve taaruz altındaydı ancak, Amerikanın çevredeki varlığı onları rahatlatıyordu.
Bu rahatlıkları Guam'dan gelen Amerikan 2.Pasifik filosunun Endozeya, Japonya ve K.Kore'nin saldırısıyla
tutunamayıp geri çekildiği haberiyle son bulacaktı
Kanada, Brezilya,ispanya, Portekiz ve daha birçok ülke seferberlik içinde Pasifik'e yollamak için ortak
Filo kurmaya çalışıyordu.
ingiltere her zaman olduğu gibi Amerikanın yanında olduğunu belirtiyordu.
Mikrofonların karşısına geçen Amerika başkanı Clinton ve kurmayları açıklaması yapıyordu.
işte demişti, beklenen olmuştu;
Amerika Birleşik Devletleri peş peşe Çin'e,K.Kore'ye,Japonya'ya ve Endonezya'ya savaş ilan etmişti.
Yapılan bu aşağılık hamleye en ağır cevabı vereceklerini söylüyorlardı...
Gerçekten de aşağılık bir hareket miydi bu?
Yoksa yıllardır bastırılan, sindirilen Doğu'nun baş kaldırısı mıydı?